Senin yaptığın şey, taşımayı kabullendiğin o suçluluk duygusu, cesaret ister. İşte bunun için sana saygı duyuyorum. Babaya duyulan nefret, kardeşe olunan hasret, anneye karşı hep vefa...
Lisede ilk eserleri ezberlerken okuma şansım olmuştu okurken aslında o kadar masum, gerçekçi ve özel gelmişti ki o karakterler birbirini seviyordu buna emin idim tabiki de her aşkta hüzünler oluyor.
Bu eksiklik sana değil, bana ait. Bende inanmak noksanmış... Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanmadığım için sana aşık olmadığı zannediyormuşum. Bunu şimdi anlıyorum. demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar; ama şimdi inanıyorum. Sen beni inandırdın, seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum...
Felaketin bazen kendine ait bir havası vardır. Onun yaklaşmakta olduğunu insan yüreğinde soğuk soğuk duyar; şen ve güneşli bir gün, güneşin üzerinden bir kara bulutun geçmesiyle, dünyanın benzinin solup kül oluvermesi gibidir.
Bir söz, bir haset, bir kıskançlık. İnsanlığa, geleceğe, hayallere bu zarar verdi. Ya sonrasında ki pişmanlık peki çok geçse? Kimsenin umudunu elinden almayın
KaşağıÖmer Seyfettin · Karbon Kitaplar · 201817,4bin okunma