Yıılların kasvetiyle mahvettiği o gönüle, umut şiirleri düştü . Bilmem ki aralığın kaçı ? Ya beşi ya da on beşi ...Tam bitti derken sürdü yine hayat keşmekeşi . Bu defa durmak yoktu , susmak yoktu . Yani öyle olması gerekirdi. Sonra uzaktan tanıdık bir ses...Sessizliğin adımları , gururun fısıltısı... Ama değişen bir şey var , bir kanat çırpmaya , bilmem hangi diyardan gelirse gelsin kucaklaşmaya hazırdı , sonra ellerini semaya açıp aşkın sarhoşluğundan mest olmaya da hazırdı.