Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nail Özer

Nail Özer
@Naylo
Reklamcı
Bursa
31 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
194 syf.
·
Puan vermedi
FERİT EDGÜ ve hiç bitmeyen “ O “ " Mevsim "
FERİT EDGÜ ve hiç bitmeyen “ O “ " Mevsim " Okumaya başladıktan bir süre sonra Kafka’nın ŞATO isimli romanına gittim. Hak. bu köyündeki karanlık ve dondurucu kar yığınlarının sisli ayazında kalakaldım bir süre. Kafka ŞATO isimli romanında görev yerine ulaştığını düşünen Bay K' yı karşılayan gerçeklerinin serüveninde, bir karabasan sarar ve sonra yorgun düşürür sizi. Kitabımıza dönersek Ferit Edgü “Hakkâri’de Bir Mevsim “ romanı ile gerçeği karşılama gücünü bize düşsel bir anlatım ile veriyor. Bizi bir nebzede olsa o karabasandan yolumuzu kaybetmeden ilerlemek için yol gösteriyor. Bizi yorgun düşürmeden kelimelerin her birine sinmiş çaresizliği, kanıksanmayacak ne varsa kanıksanmışlıkları öğretiyor bir bir; Ölümü hastalığı yoksunluğu ötekileşmeyi yalnız olmayı. İlginçtir benim Kafka’ya yaptığım bu atıf’a sanki yazarda ortak. Kitabın ön ve son sözünde şöyle der “Kafka karabasanlarında gördü belki seni ama adlandırmadı.” Pir köyünün karabasanlarına hoş geldiniz ! Bunca gerçekliği şiirsel bir dille akla nakşeden nadir romanlardan biri bu kitap. Yazarın muhtemelen bir sürgün öyküsü ile askerlik yaptığı 1964 yılında yaşanmışlıklarının toplamı bir hikâye okuyoruz bu kitapta. Aynı zamanda Anadolu Coğrafyasının hiç bitmeyen mevsiminin bir hikâyesi. Aylar değişse de mevsimlerin değişmediği Kürt coğrafyasının değil yalnızca, doğusundan batısına neredeyse her bir karışında Anadolu’nun kendini her seferinde yeniden var eden acılarının toplamını bir kitaba bir mevsime sığdırmayı başarmış edebiyatımızın bu güçlü ozanı.
Hakkari'de Bir Mevsim
Hakkari'de Bir MevsimFerit Edgü · Alfa Yayınları · 201910,1bin okunma
Reklam
296 syf.
·
Puan vermedi
"Gölge"nin Derin Okumasına bir Patika...
Gerçeklik, hatta gerçek bir olay ile kurgulanmış roman, bir ip cambazı ile küçük maymunun annesizliği üzerinden dramatik bir başlangıç yapıyor. Duygusal bir anlatı ile öykünün içine girdiğimiz andan itibaren, usul usul fantastik bir geleceğe sürüklenmeye başlarız. Hiç farkına varmadan. Romanın gerçek başarısının gerçeklikle başlayıp fantastik biten bir son ile okuru sarmasında, olaylar son bulduğunda ise geriye doğru akışı yeniden gözden geçirmek, sorgulamak için okurun kendini zorunlu hissetmesinde olduğunu düşünüyorum. Kitabın yatay okumasında 1800 lü yılların İstanbul'u üzerinde resmedilen sosyal hayatın ve karakterlerin heyecan ve gizem taşıyan öyküleri romanın akıcılığını sağlıyor. Roman bittiğinde kendimi romandaki çelişkileri açıklamaya çalışırken buldum. Bu da beni romanın derin okumasına götürdü. Gerçeklikten hatta gerçek bir olaydan yola çıkarak başlayan hikayenin fantastik bir sona ulaşmasını fark ettirmeden bana okutuyor yazar. Bu akıcı metinde beni Fantastik bir dünyaya getiren yazar, gerçek hayatımızda , neden ve sonuç ilişkileri içinde hiç farkına varmadan istemediğimiz sonuçlara ulaşmamızın romantik betimlemesini bu metin ile başarmış diye düşünüyorum. Sonuçta da bizi gerçeklikle yüz yüze bırakıyor; Mutlu bir aşkın cinayetle, hayal edilen bir evliliğin boşanma ile çok büyük planlarla kuruluna bir işin iflasla sonuçlanması hayatlarımızın neden sonuç ilişkileri içinde gerçeklikle başlayıp fantastik bir sona evrilmesi gerçeği ile yüzleştirmenin bir hikayesi de diyebiliriz bu roman için.
Gölge
Gölgeİsmail Güzelsoy · Doğan Kitap · 2016362 okunma
331 syf.
·
Puan vermedi
Müesses Nizamların Trajedisi
Özgün kurgu ve anlatım biçimi yanında sosyo politik, sosyo psikolojik çözümlemeleri ile derin okuması keyifli bir kitap olan KÖRLÜK, iki bin yirmi pandemi döneminde en çok atıf yapılan eserlerinde başında geliyor. Gelin buna bir göz atalım… İnsanın birey olarak tek başınalığı, devletin, sistemlerin en önemli kozudur. İnsanın bu bireysel
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
384 syf.
·
Puan vermedi
Ölüler evinden bildiriyorum...
Rus çarından "ödül"olarak aldığı cezayı anlatan Dostoyevski, bu romanında insan portreleri ve hayatın dayanma noktasındaki sınırsızlığı dile getirmiş.Yalın özgün sabırlı hatta huzurlu diyebileceğim bir anlatımla. Dostoyevski romanlarını sayfaları üzerinden okuyup bitirmek demek, onun zihinde okumanın başlaması demektir. Biten kitabın
Ölüler Evinden Notlar
Ölüler Evinden NotlarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202014,6bin okunma
280 syf.
·
Puan vermedi
Bilinç İsyanı Hakkında Notlar...
"Evet Dorian, her zaman seveceksin beni. Çünkü ben senin, göze alamadığın tüm günahları simgeliyorum." "Dorian Gray'in Portresi" kitabı, 1854-1900 yılları arasında yaşamış olan İrlandalı yazar Oscar Wilde'nin; bir arkadaşının "Sen asla roman yazamayacaksın" iddiası üzerine, kaleme aldığı ve birkaç günde bitirdiği
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Can Yayınları · 201873,1bin okunma
Reklam
68 syf.
·
Puan vermedi
Kadına dair bir gerçeğin Zweig ile keşfi
Stefan Zweig bu romanında da, önce yolumuzu kaybetmemize neden oluyor. Sonrasında yolumuzu bulacak çabayı göstermemiz için ; Merak uyandıran ve kışkırtıcı üslubu ile bizi yolumuzu bulmaya itiyor. Konu kadın olunca daha zor. Bu romanı okuduğumda duygusallığı ve tutkusu konusunda kadınlara ilişkin yeni bir keşif yaşadığımı hissettim. Bu hissi yaratan neydi diğe sordum kendi kendime. Sonrada bir kadının kendine yenilmeyi kabul edecek derecede tutkulu ve bunu hayatının merkezi haline getirecek kadar kendine inançlı olması gerek diğer düşündüm. Ardından yeni bir soru sordum; Bir kadının gerçek hayatta bir tutkuya bu denli boyun eğmesi mümkün olabilir mi? Evet. Zweig kadınların hayatı biçimlendirmedeki beceri ve arzusunun taşıyabileceği şiddet ile tanıştırıyor bizi. Üstelik bu şiddeti yönetmedeki becerisine saygı duyuyoruz. Bu şiddetin yer yer yarattığı mutlulukları şaşkınlıkla izlerken, bir kadının kendi tutkularının gerektirdiği en küçük hazları bile, olası daha uzun süreli mutluluklarından çok daha değerli görebileceğini anlamış oluyoruz. Ve şüphesiz, kadını kendisi ile birlikte ölmeyi kabul etmiş bir yazarın, tahayyül dünyasında yarattığı kurgular üzerinden öğrenmemiz gereken çok şey var.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,9bin okunma
83 syf.
·
Puan vermedi
Satranç/ Stefan Zweig
Satranç oyunu, insan zihninin çok yönlü algılayışının gizemli sonsuzluğuna bir çağrıdır. Stefan Zweig bu romanı ile zihnin duygu ve düşüncelerle senkronizasyonu gerçekleşmesine muhteşem bir anlatı ile yer veriyor.Bu anlatı birey olarak tek tek hepimizi Felsefi psikolojik açıdan edebi bir metinle yakalıyor. Peki aslında yazar neyin çağrısını yapıyor, ya da bize hangi seçenekleri sunuyor bu romanında? Anımsanacağı gibi roman bir profesörün Naziler tarafından sorgulanmak üzere zorla alı konmasıyla biçimlenir. Profesör otel odasında zamanın yıpratıcı belirsizliğine terk edilmiştir,yapayalnızdır. Bu durum onun sorgucularına koşulsuz teslimiyetine neden olacakken, zihni ile girişeceği bir eylem her şeyi değiştirecektir. Satranç Romanı, insan zihnin gerçekliği büküp anlamının üstünde bir değere kavuşturmasının anlatısıdır bence. İnsanın hayatı doğayı değiştirme gücü de buradan gelir.Her zaman olumluya işlemese de bu zihinsel güç insanı diğer tüm canlılardan ayıran yegane güçtür. Öyleyse satranç romanın kahramanı ile kendimizi özdeşleştirerek karşılaştığımız herhangi bir gerçeği kendi arzuladığımız değere kavuşturma gücünü gösteremez miyiz ? Örneğin içinde bulunduğumuz bu salgın karantinasının içinde bize ne düşüyor? Toplumu ve kendimizi yaşadığımız gerçeğin üstüne çıkaracak gücümüzü keşfedemez miyiz? kendi satranç tahtamızı (hayatımızın) çok iyi tanıdığımız karelerinde yeni hamlelerle piyonların önümüzü tıkadığı bir çok mecburi hamleden kurtulup, yeni bir oyun kuruculuğunu başaramaz mıyız? İşte Zweig bunun mümkün olduğunu göstermiştir satranç romanında ...Bu romanın çağrısı budur.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237,4bin okunma