"Dünyayı tanıdıkça hoşnutsuzluğum daha da artıyor; her geçen gün insan karakterinin tutarsızlığına ve akıllı, duygulu görünenlere bile güvenilmeyeceğine olan inancım güçleniyor."
"Pencereyi açın da içeri temiz hava girsin, taze fikirler girsin, yeni bir hayat tarzı girsin."
Otomatik Portakal *Alıntı* Orada burada açılan kurslara giderek sosyalleşmek adı altında instagram hikâyelerine kalabalık çevrelerini atma telaşlarından ziyâde, o sığ görüşlerini genişletme çabasına düşseler keşkem
youtu.be/kOFu6b3w6c0 Kurtuluş dedim. Ankara’da bir mahalle. Fazlası değil. Belki bir de Bob Marley’in en iyi şarkısı. Kinyas ve Kayra'dan alıntı.
Hakan Günday Okurken denk geldim. Merak edip dinledim ve çok beğendim...sabah daha yataktan kalkmadan hayatı sorgulatan bir şarkı. Buraya bırakıyorum iyi dinlemeler. Günaydınn günaydın bu arada...
Şöyle bir örnek biliyorum: Bir köyde yoksul, ama, genelde olduğu gibi, son derece temiz, derme çatma iki kulübe vardı. Bu kulübelerden birinin sahibi bacakları olmayan, yalnız yaşayan sakat bir ihtiyardı. Öteki kulübenin sahibi ise on yaşında kız torunuyla yaşayan kör, yaşlı bir kadın. Ve bu yaşlı iki insan bir gazeteye aralarında ortaklaşa aboneydiler. Kız torun bir koşu gidip postaneden gazeteyi alıyor, gözleri görmeyen ninesini bacakları olmayan yaşlı adamın yanına getiriyor, onlara gazeteyi okuyordu. İşte bunun içindir ki, halkın en alt tabakası bile burada uyumuyor, ölü dallar gibi yerlerde sürünmüyor. İnsanlar ezilmişliklerini kabullenmiyorlar. Başkalarından bir şey beklemiyorlar: Ne olacaksa olsun, diyorlar..