Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nurhan

Nurhan
@Nurhhh
En uzun yoldur insanın içi...
69 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
Reklam
Saadeti maddi şartların düzelmesinde sanıyordum. Elime para geçti. Şaştım kaldım. Hiçbir fark yoktu. Bazen sefalet günlerimin hasretini bile çekiyordum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ah! Biçare hırpalanmış, ezilmiş hayat!... Mai bir gece ile siyah bir gece arasında geçen şu nasipsiz, bahtsız ömür. Bir baran-ı elmas altında inkişaf ederek şimdi bir baran-ı dürr-i siyahın altında gömülen o solmuş emel çiçekleri!
...diğer bir gün gözlerinin önüne bütün güzellikleri döker; bulutların arasında nazlı nazlı yüzen bir ay, türlü renklerin yangınları içinde ufuklardan çekilip giden bir güneş, etekleri denizlere dökülmüş yeşil dağlar gösterir; “Sev! Bu tabiatı sev!...”der.
Reklam
Çocuklukta hep böyle değil midir? Hatıralar hava ve zaman tesiriyle yıpranmış, delik deşik olmuş bir sahife şeklinde kalır. O zaman en ziyade tesir eden şeyler, hatırat levhasında en derin kazılır.
İnsan keder ve sevinç zamanlarında kalbinin tahammülünden fazlasını diğer, hassas bir kalp ile taksim etmek ister.
Cidden bu şehir Selma’nın ruhuna ne kadar benziyordu: Hep o karanlıklar, o sessizlikler, umulmadık anda fışkıran renkler, hareketler, hep o korku veren güzellik, hep ölümle aşkı, cinayetle aşkı, büyük ve isimsiz ihtiraslarla hayatı birleştiren esrarı alemi...
Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne, kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır...
Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi!
521 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.