"Ölümü yadsımanın, ölümsüzlüğe öykünmenin en acizane arayışları türümüzün yok olup olmama ikilemiyle ayni anda gündeme geliyor. Ölümü yadsıyarak, ölümü gülünç ve çaresiz çabalarla ertelemeye çalışarak hayata körleşiyoruz."
"Aşkın karşılığı olarak sekiz, on, on beş sözcük olsaydı keşke. Daha az kıskanıp daha az sahiplensek, standartlaştırmanın kısırlaştırıcı baskısına yüz çevirip, benzersizliğe daha çok değer verseydik."
"Sessizlik bizi ürkütüyor. Sessizliği denetleyemiyoruz. Oysa sessizlikte, sezinledigimiz ama tanımadığımız dürtülerin, özgürlüğün ve gelişigüzelliğin son noktası saklıdır. Sözcükler kullanmakla, sessiz dünyaya kendi düzenimizi zorla kabul ettirmiş oluruz."
"Ama bilmiyordu ki vücudun ruha ihanet etmediği anlar pek azdır. Ne çok ister insan büyük kederlerin ardından ölüp gitmeyi de, başaramaz. Ruh, başına kara bir hale takarak göğe yükselmek için çırpınır ama vücut dünyalıdır; yer, içer, yaşar."