Kırılıp düştüğüm dalı gördüm. Öylece duruyordu, yeşermemişti. Kabuk bağlamış ama geçmemişti. Yara geçse de izi kalıyordu ve o iz durdukça unutulmayacaktım.

Namaz kılarken secdede gözümden akıtıp da bıraktım bütün inancimi. Ben ne kadar unutsam da hata etsem de yine de “gelme!” Demiyordu işte. Yine ve yine kabul ediyordu. Herkes gidiyor, kimse bilmiyordu ve anladım ki beni bir tek o seviyordu.
Keşke başkası yüzünden, size ait olan en güzel şeyi elinizin tersiyle silip atmasaydınız. Bıraksaydınız da yüreğinize kadar inseydi, size ait olan hatıralar.