Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

vefa

vefa
@okurcizervefa
Kırgın
18 okur puanı
Ağustos 2017 tarihinde katıldı
Nasıl bakmalı?
Evet, hayat imtihanlarla doludur. Evet, bu imtihanlardan bazıları"ölseydim daha iyiydi" dedirtecek kadar zordur. Lakin bu imtihanları yaşarken "ah her şey ne kadar kötü, çok mutsuzum" deyip durmak mutsuzluğu artırmaktan ve süreci zorlaştırmaktan başka bir işe yaramaz. Bunun yerine başımıza gelen her musibeti "geçecek" gözlüğüyle görmek "bu olay bana ne öğretiyor" sorusunun peşine düşmek ve bu süreci güçlü atlatabilmek için bolca dua etmek zorluğu tamamen ortadan kaldırmasa da üzerimizdeki etkisini azaltacak bir katkı muhakkak sağlayacaktır.
Reklam
Zamanlardan birinde bir derviş müritlerine sorar: "İnsanlar neden öfkelenince bağırırlar? Müritlerden biri, "çünkü kızmış olurlar ve bunu kızdığı kişiye duyurmak isterler," der. Derviş tekrar sorar: "İyi de kızdığı kişi yanındaysa, duyurmak için bağırmasına gerek var mı?" Müritler bir an şaşırır ve gerçekten gerek olmadığını düşünür. "Peki o zaman bağırma nın sebebi nedir?" diye sorarlar dervişe ve derviş der ki:  "İnsanlar kızınca kendilerini duyurmak için bağırırlar, bu doğru çünkü kızdıkları kişi bedenen yanlarında olsa da, kalben uzaktadır o an. Bağırmanın amacı kalbin sesini kalbe duyurmaktır. Ama şunu unuturlar, kişi bağırdıkça kalp daha da uzaklaşır. Kalpler uzaklaştıkça kişi daha da bağırır."
Her insanın hayata baktığı bir penceresi vardır. Pencereden görünen manzara bazen aynı gibi olsa da , kimi insanın baktığında gül bahçesi, kiminin diken demetleri, kiminin bahçenin ardındaki çöplükleri görmesinin nedeni budur. Nitekim HAYATA BAKTIĞIMIZ yer HAYATI GÖRDÜĞÜMÜZ yerdir..

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çocuklar ve masumiyeti..
Ramazan ayıydı. İftar misafirimiz gelecekti. Sabahtan beri temizlik, yemek, hazırlık derken çok yorulduğum bir koşuşmanın içine girdim. Mutfakta son hazırlıkları tamamlıyordum ki, 5yaşındaki kızımın sesinin çıkmadığını farkettim. İçimden eyvah muhtemelen bir işler karıştırıyor diye düşünerek korkuyla içeri gittim. Bir de ne göreyim haşhaş poşetini almış ve tüm koltukların , halının üstüne haşhaş sermiş. O an kan beynime sıçradı. Tam bağıracaktım ki , kendimi zor da olsa durdurup 'az sonra misafirimiz gelecek , neden bunu yaptın kızım' diye sordum. Masum bir tavırla 'hani sen pastaların üstüne süs döküyorsun ya ben de misafir için evimize süs döktüm.' dedi. O an çocuğuma bağırmadığım için şükrettim..
325 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Aynalar Koridorunda Aşk
Aynalar Koridorunda AşkMustafa Ulusoy
8.7/10 · 3.498 okunma
Reklam
İnsanın çektiği acı bir ağacın dalındaki meyve gibidir. Yaşadıkça, hayatımızın dallarından acılar sarkmaya başlıyor. Sanki meyveler gibi insanın da içinde bir çekirdek var. Bu çekirdek acının ta kendisi. Sonra çekirdek toprağa düşüyor. Ondan tekrar tekrar hayatlarımız kuruluyor. Hayat zor be doktor. Dertlerle dolu. Hepimizin boynuna sanki bir dert kolyesi asılmış . Bu kolyeyi ölene dek taşıyoruz. Her insan kucağında bir hayat buluyor. Sonra da bu hayatla bir hikaye yazıyoruz. Her hikayenin büyük bir bölümünde acılar var ....
Sayfa 233Kitabı okudu
Yaratıcı insana kaldıramayacağı bir hayat, dert, sıkıntı, acı, yük, varoluş vermiyordu. Acıları çekilmez, dayanılmaz hale getiren, insanın acılar karşısındaki tutumuydu.
Sayfa 228Kitabı okudu
Her şey bir yana yürüme arzusunu kaybetme. Ben her gün sağlığıma yürüyor ve her türlü hastalıktan yürüyerek uzaklaşıyorum; kendimi en iyi düşüncelerime yürüyerek götürdüm ve şimdi insanın yürüyerek kurtulamayacağı hiçbir can sıkıcı düşünce bilmiyorum.” “Hayat bir yoldur. O yüzden yürüyüşe çıkıyorum. Yürüyüşe çıkabildiğim sürece, hiçbir şeyden korkmuyorum; ölümden bile. Çünkü yürüyebildiğim sürece, her şeyden yürüyerek uzaklaşabiliyorum.”
Sayfa 225Kitabı okudu
Küçük ayrıntılar bazen insanın önünü ciddi biçimde tıkayabilir. Bir uçağın tüm motorları çalışıyor. Mürettebat hazır. Pilot kabinde oturuyor, uçuş takımlarını kontrol ediyor. Uçağı yavaşça hareket ettirip uçuş pistine götürecek. Ama uçak santim yerinden oynamıyor. Pilot endişeleniyor. Göstergelerine bakıyor. Motorların hepsi olması gerektiği şekilde çalışıyor. Basınçları kontrol ediyor. Hiçbir sorun görünmüyor. Tekerlerin önündeki takozlar kaldırılmadan, çok güçlü motorlara sahip bir uçak bile yerinden oynatılamıyor. İnsanın yaşamını tıkayan, çoğu zaman büyük sorunlar değil küçük takozlardır..
Sayfa 193Kitabı okudu
Beni niye yarattın sorusu altında hissedilenler..
Yaratıcının verdiği sonsuz değere dudak büken insan dipsiz bir kuyuya düşer. Orada kendisine tutunacak bir dal arar. İnsanlardan kendisini mutlak yaratıcının sevdiği gibi sevmelerini, ona mutlak yaratıcının değer verdiği gibi değer vermelerini bekler. Bunlar insanın kendi içinde kurduğu cehennemin odunları olur. Bütün enerjisini kendisine yöneltir. Narsistleşmiş benliği kendisini bir ilah gibi görmeye başlar. Kendisi yüceltir. Yaratıcının ona verdiği mutlak değeri görmezden gelmeye çalışır ama bir yandan kendisine bir ilah gibi kıymet verir. Bunu başkalarından da bekler. Beklediğini göremeyince hırçınlaşır. Kendisine ve insanlara öfke duyar. sonra da "BENİ NİYE YARATTIN? " diyerek öfkesini yaratıcıya yöneltir.
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
İnsan bir şeye sığınmadan durabilir mi peki.. ?
Sayfa 187Kitabı okudu
Yaşam bir sınama olduğundan insana isyan etmeyi seçme imkânı tanınmıştır ama isyan etmemesi istenmektedir. İnsana düşen, varoluşunu şükranla karşılamaktır. Bir sanatçının elinden çıkan tablo onu yapana itiraz edemez. Her varlık yaratıcısının elinden çıkan sanat eseridir. İnsanın her bir hâli, yaratıcısının özelliklerini yansıtacak, insana yaratıcısını başka bir açıdan tanıtacak bir işarettir.
Sayfa 160Kitabı okudu
İnsan ruhu değerli olmakla asla tatmin olmayacaktı. Onu ancak mutlak değerli olduğu duygusu doyuracaktı. Yaratıcı ile ilişkilendirilmeyen hiçbir sevgi, hiçbir ilgi, hiçbir takdir, hiçbir aşk insanı tatmin etmeyecekti.
Sayfa 159Kitabı okudu
Hayat ..
Hayat çok acımasızsıdı. Bir bakıyordunuz, en sevdiğiniz varlık yanınızda değil. O güne kadar arasının iyi olduğunu söylediği yaratıcıya ilk kez isyan etmek istedi. O ana kadar yaratıcının kendisine her istediğini verdiğini düşünüyordu. Bir dediğini iki etmemişti. Yaratıcı istediğini verdiği sürece Sarı'nın onunla arası iyiydi . Şimdi neden bula bula babasını bulmuştu? Başka bir çok baba vardı. O isteseydi babası ölmezdi. Bunu yapabilirdi. O' ndan bunu çok istedi. Çok yalvardı. Dua etti. Hayatında hiç bu kadar çok yalvarmamıştı. Ama O'nun kendisini duymadığını düşündü. 'istediğimi bana vermedi. Onu benden aldı. Elimden çekip aldı.' Dedi. Hayat artık istediği gibi gitmiyordu. Yaşam 'lay lay lom' dan ibaret değildi. Yaşamak ağırdı. Bildiklerini kaybetmişti. Hayatında bir şey kırılmıştı. İstediği gibi yürüdüğü, istediği yöne gittiği bir yol değildi artık hayat.
Sayfa 137Kitabı okudu
Ben yaşadığım çağın yüzünde çabuk silinecek bir noktaydım.
215 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.