Onur

Aşkın bir erkeğin kendi kişisel menkıbesinin peşinden gitmesine engel olmadığını anlaman gerekiyor
Reklam
Çok yakında kablosuz olarak dünyanın her yerine mesaj iletmek öyle kolay olacak ki; herkes kendi aygıtını yanında taşıyıp çalıştırabilecek. Bu konuya inancım öyle sağlam ki.
Sözcüklerle anlatılamayacak bu durum dört ay sürdü. Eh, dört ay, yazması kolay: Altı üstü birkaç harf! Söylemesi de kolay: Dört ay, iki hece! Çeyrek saat içinde dudaklar böyle bir sesi çabucak uyduruvermiş: Dört ay! Ama boşlukta, zamansızlıkta geçen bir dört ayın ne kadar sürdüğünü hiç kimse ne bir başkasına, ne de kendine anlatamaz, ölçemez, gözünde canlandıramaz; insanın çevresindeki bu hep aynı hiçliğin, bu hep aynı masa, yatak, leğen ve duvar kâğıdının ve hep aynı suskunluğun, insana bakmadan yemeğini içeri iten hep aynı gardiyanın, insanı çıldırtana kadar boşlukta dönüp duran hep aynı düşüncelerin insanı nasıl yiyip bitirdiğini ve yıktığını kimse kimseye anlatamaz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan sabahtan akşama kadar birşey olmasını bekler Ve Hiç birşey olmaz Bekleyip durur insan Hiç birşey olmaz İnsan bekler bekler bekler Şakakları zonklayana denk Düşünür düşünür düşünür Hiç birşey olmaz İnsan yalnız kalır Yalnız yalnız
Turgut dosyayı, yanındaki sehpaya koydu. Süleyman Kar- gı: “Şimdi okumak istersin herhalde. Uzun ama zararı yok. Bekleriz. Vaktimiz çok. Değil mi?” Turgut başını öne eğdi kızararak. “Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim,” dedi: “Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda.” Dosyanın kapa- ğını açtı, sonra yapma bir endişeyle Süleyman Kargı’nın yü- züne baktı: “Anlamadığım yerler olursa hiç çekinmeden so- rabilir miyim?”
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
36 öğeden 31 ile 36 arasındakiler gösteriliyor.