Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Önder Doğan

Önder Doğan
@OonderR
Her şeye rağmen...
Türkçe Öğretmeni
Lisans
Konya
Erdemli/Mersin, 1991
6 okur puanı
Ocak 2019 tarihinde katıldı
"Sonra ince bir sızı beliriyor Dağlar Padişahı Selim Bey'in boğazında. Tatlı bir sıcaklık dökülüyor yakasından içeri. İçi çekilir gibi oluyor. Soluk alıyor, bir sorun yok. Ancak boynundan süzülenin kan olduğu hakikatinin farkında artık. Öfkeyle doğrulmaya çalışıyor, fakat bir şey ağırlaştırmış hareketlerini. Akan kanıyla birlikte tükenen yaşamı mı sebep buna, yoksa ömründe ilk kez hissettiği gerçek korku mu?.. Evet, korku bu!.. Katıksız korku!"
Sayfa 219Kitabı okudu
Reklam
Her ne ki arıyorsun; aradığın ancak sensin... İyinin de, kötünün de fidanı senin içinde büyür... Her meyvenin içi, kabuğundan yeğdir... Sen göremiyorsun diye bu âlem yok değildir. Âlemin varlığını ancak kul olarak anlayabilirsin... Allah, Muhammed'i önce kul, sonra resul edindi. 'Abdühü ve resülühu' demekten murat, kulluğun peygamberlikten önde geldiğidir... Allah'a karşı tam kul olmak, varlığa karşı tam hür olmak anlamına gelir... Dünyanın hürriyeti Allah'a kul olmakla mümkündür. Nitekim Hz. Peygamber'in bir adı da Abdullah'tır; yani Allah'ın kulu...
Yüzümün etrafında nemden bir hare oluşturmuş sıcak, daha da yoğunlaştı sanki o an. Bayılacak gibi oldum ama hâlâ kaya gibi sağlam göründüğümün de farkındaydım. Bu yalancı çehrenin düşmanlarım kadar dostlarımı da yanılttığını bilirim. Ancak başka türlüsü olmadığı için de şükretmişimdir her zaman. Binbir yüzlü bir meddahım ben. Güldürmüyorum yalnızca... Takındığım ifadeler, sizin kâbuslarınızla ilintili.
Sayfa 102 - Vehîmî Orhun ÇelebiKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Düşmanımızın sırtını sıvazlayacak mesafede durarak sevdiklerimizi korumak en emin ve güvenli yoldur.
Mızrağınızı fırlatabildiğiniz mesafeyle bana veya birbirinize öğünmeyecek, boş yere oklarınızı çektiğiniz hudutların hesabına girişmeyeceksiniz; bir serçe kuşunun menzilinden uzağa erişebilir misiniz?.. Sizin ne kadar acı çektiğinizle ilgilenirim ben yalnızca oğullar; yeteneklerinizle değil... Çünkü yetenek aldatıcı bir zehirdir., gerçekten özgürleşene kadar çalışmak ve sonucunda uzmanlaşmak da onun panzehiri...
Reklam
Bazı şeyler yavanlaştığında, bizim için sıkıntı ve utanç verici olduğunda, artık yeterince mutlu etmediğinde, onları inkâr etmeye başlarız; fakat aradığımız cevaplar hep oradadır...
Bir kabus muydu bu? Zira gerçek olamazdı... O sırada yağmurlu gökyüzünün karanlıkları arasından sabah güneşinin donuk silüeti belirdi. Henüz mumu kızgın bir mühür gibi damgaladı o ana tanıklık eden bulutları. Esrarlı bir ağartı, dörtnala ilerleyen Alparslan süvarilerini tunç rengi bir hareyle çevirmiş, silahları ve zırhlarına binlerce göz alıcı akis düşürmüştü.
Sayfa 142Kitabı okudu
Böyle günlerde, hüküm giydiğin o müebbet hüzünle, hanenin gösterişsiz dört duvarı arasına sıkışıp kalıyorsun. Susuyor, hiç kavuşamayacağın bir misafiri, çok uzak yollardan umutla bekler gibi, devasız bir hastalığın pençesinde sabahı bekleyen umarsız bir hasta gibi, çocukluğunun umacılarının, odanın karanlık köşelerinden seni izlediklerinden emin gibi, kan ter içinde, yaşlı gözlerinde çürütücü bir keder, yağmurlu şehre bakan pencerenin önünden ayrılmıyorsun...
Sayfa 105Kitabı okudu
Vehimi Orhun Çelebi
Yüzümün etrafında nemden bir hare oluşturmuş sıcak, daha da yoğunlaştı sanki o an. Bayılacak gibi oldum ama hâlâ kaya gibi sağlam göründüğümün de farkındaydım. Bu yalancı çehrenin düşmanlarım kadar dostlarımı da yanılttığını bilirim. Ancak başka türlüsü olmadığı için de şükretmişimdir her zaman. Binbir yüzlü bir meddahım ben. Güldürmüyorum yalnızca... Takındığım ifadeler, sizin kâbuslarınızla ilintili.
Sayfa 102Kitabı okudu
"Düşmanımızın sırtını sıvazlayacak mesafede durarak sevdiklerimizi korumak en emin ve güvenli yoldur." (Okay Tiryakioğlu - IV. Murat. Sayfa: 54)
Reklam
Sizin ne kadar acı çektiğinizle ilgilenirim ben yalnızca oğullar; yeteneklerinizle değil... Çünkü yetenek aldatıcı bir zehirdir, gerçekten özgürleşene kadar çalışmak ve sonucunda uzmanlaşmak da onun panzehiri...