Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ORHAN

ORHAN
@Orhan1071s
Yönetici
Lisans
Rize
210 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
- Böyleyken, iktidardaki parti kendi yaşam anlayışını, dünya görüşünü, kendi ahlâkını topluma bir üniforma gibi giydirmek istiyor... Bundan en ufak bir kuşkusu olan var mı?
Reklam
- Âyetlerimiz hakkında ileri geri konuşmaya dalanları gördüğünde, onlar başka bir söze geçinceye kadar kendilerinden uzak dur. Eğer şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra artık o zalimler topluluğu ile oturma! (En’am)
- Böylesi bir durumda, güçlülerle halkın ayrı evrenlerde yaşadıkları, fetih yapan savaşçıların bir yanda, sıradan insanlarınsa, bundan ayrı, kapalı yerel bir toplumda yer aldıkları toplumlara doğru bir geri dönüşle karşı karşıya olduğumuzu görmemek mümkün müdür? Özellikle de, dünyanın, bir daha düzelmeyecek bir biçimde, araçsallık ve iktidarın egemen olduğu bir Kuzey'İe, yitik kimliğinin en­dişesine kapanmış bir Güney olarak derinlikli bir biçimde bölün­düğünü görmemek mümkün müdür? Ama bu tasarım gerçeğin tümünü yansıtmaz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
- Toplumu bir pazara indirgemiş olan ve ne artırdığı eşitsizliklerden, ne de doğal ve toplumsal çevrenin yıkı­mını giderek hızlandırışından dolayı herhangi bir kaygı duymayan modernliğin gözü kör değil mi?
- Aklın saltanatı diye adlandırılan şey aslında sistemin edimciler üzerindeki, sürekli artan baskısı, emekçilerin dünyasını yıktıktan sonra şimdi de tüke­tim ve iletişim dünyasına doğru yayılan normalleştirme ve stan­dartlaştırma değil midir? Bu egemenlik, kimi zaman daha liberal bir biçimde, kimi zaman ise otoriter bir biçimde hayata geçer ama her halükarda bu modernlik, öznenin özgürlüğünü davet ettiğinde bile -hatta bu durumda daha da fazla- tek tek insanların, bütünün -o bütün, ister işletme olsun, ister ulus, ister toplum ya da bizzat akim kendisi- çıkarlarına boyun eğmesini amaçlar. Nitekim yetiş­kin, eğitimli, Batılı, erkek insanın egemenliği, çalışanlardan tutun da, sömürgelere, kadınlardan çocuklara değin herkesin üzerine yi­ne akıl ve aklın evrenselliği adına çullanmamış mıdır? Böylesi eleştirilerin, dünyanın üçte birine, akıl, bilim ve teknik üzerine kurulu totaliter rejimleri dayatmış olan komünist hareketin egemenliğinde geçen yüz yılın sonunda, inandırıcı olmamaları mümkün mü?
Reklam
- Avrupalılar, çoğu zaman, modernliğin geçmişi "sil baştan" yapmayı zorunlu kıldığını iddia ettiler: ilk ortaya çıktığı dönemde kapitalizm ruhu bu eğilimi taşıyordu. Bugün ise modem olarak ni­telediğimiz, tersine, çeşitliliğe en fazla kucak açabilecek olan, geç­mişin anısıyla geleceğin tasarılarını, erkeğe ait olanla kadına ait olanı, gerçeklik ilkesiyle haz ilkesini, bir de, yerel olanla dünyaya ait olanı bir araya getirebilecek toplumdur. Artık, tekniklerin evrenselciliğinin bizi kültürel tikelciliğimizden vazgeçmeye zorladı­ğına inanmıyoruz. Daha da önemlisi, ister akıl olsun, ister tarih, ulus ya da dinsel bir inanç, tek bir ilkenin topluma egemen olması gerektiğine inanmıyoruz. Modernlik olumlama değil diyalog; say­damlık değil mükemmellik; çoğulculuk değil ayrışıklıktır.
- Akıllı makineler daha akıllı makineler üretebilir hale gelince neler olacak?
- (Bir filozof) bütün sırrı bildiğini iddia etmiş... Gökten gelen iki yabancıyı tepeden tırnağa süzmüş ve yüzlerine karşı, onların kişiliklerinin, dünyalarının, güneşlerinin ve yıldızlarının sadece insanın yararlanması için yaratıldığını söylemiş. Bu iddia üzerine, bizim iki yabancı kendilerini tutamayıp birbirlerinin üzerine bırakmış ve... karşı konulmaz bir kahkaha nöbetine girmişler. -VOLTAIRE, MICROMEGAS. A PHILOSOPHICAL HISTORY (1752)
232 syf.
·
Puan vermedi
Türk Saplantısı
Türk SaplantısıGiovanni Ricci
6.6/10 · 33 okunma
- Hırsızlık eden erkek ve hırsızlık eden kadının yaptıklarına karşılık bir ceza, Allah’tan bir ibret olarak ellerini kesin. Allah güçlüdür, hikmet sahibidir. Kim bu haksız davranışından sonra tövbe eder ve halini düzeltirse bilsin ki Allah onun tövbesini kabul eder. Şüphe yok ki Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir. (Maide)
Reklam
- Kâfir olanlar var ya, yeryüzünde olan her şey, bunun yanında bir o kadarı daha onların olsa ve kıyamet gününün azabından kurtulmak için onu kurtuluş fidyesi olarak verseler, onlardan asla kabul edilmez; onlar için elem verici bir azap vardır. Onlar ateşten çıkmak isterler, fakat oradan çıkamayacaklardır. Onlar için sürekli bir azap vardır. (Maide)
- Allah’a ve peygamberine karşı savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası ancak ya öldürülmeleri veya asılmaları yahut el ve ayaklarının çapraz olarak kesilmesi ya da bulundukları yerden sürgün edilmeleridir. Bu, onların dünyada uğradıkları aşağılayıcı cezadır. Âhirette ise onlar için büyük bir azap vardır. (Maide)
- Tanrı vergisi bir üstünlüğümüz olduğuna inandırmaya çalışanların döktüğü dillere karşı direnmek, olağanüstü güçlü bir karakter gerektirir. Özsaygımız ne kadar tutarsızsa böyle çağrılara karşı savunmasızlığımız o kadar artar.
- Bugün, kâfirler dininize karşı (mücadelede) ümitlerini yitirmişlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım, sizin için din olarak İslâmiyet’i beğendim. Kim açlıktan bunalıp çaresiz kalırsa, günah sınırına varmaksızın yiyebilir. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir. (MAİDE)
128 syf.
·
Puan vermedi
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai
7.3/10 · 34,4bin okunma
2.211 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.