Sıcağı, üşümenin ne olduğunu öğrendiğimiz için severiz. Işığı ise karanlıkta kalmanın ne olduğunu anladığımız için. Mutluluğun güzelliği ve bilgeliği ise ancak mutsuzluğun karanlığından gelirsen daha iyi anlaşılır. Bazen mutsuzluk, ileride yaşayacağın mutluluğun itici gücü olabilir.
Aşk hiçbir zaman yetmez.Aşkını görünür yapmadığın müddetçe..
Aşkını görünür yapan sözler ve duygular değil davranışlardır.
Davranışlar aşkın iletişim aracıdır.
Üzüldüğünüzü hissettiğinizde duygusal olarak olgun insanların geri çekilmediğini farkedersiniz.Onlar sizin duygularınızdan korkmazlar ve başka türlü düşünmeniz gerektiğini söylemezler.Sizin duygularınıza kucak açarlar.
Mutlu bir çocuk kendi kendini idare eden, korkusuz, özgüvenli, uyumlu, çözümcü, fiziksel bir acısı olma-dıkça ağlamayan, kendini işe ve oyuna vermiş, bir kimseye ya da bir yere karşı büyük bağlılığı olmayan biriydi.
yalnız başına ölecek olmak korkusunu üzerimden atamıyorum. Öldüğünüzde, bedeninizin günlerce hatta haftalarca bulunmayacağını, ancak bir gün bir yabancının burnuna gelen iğrenç bir kokuyla keşfedileceğini bilmek nasıl bir şey biliyor musunuz? Kendimi yatıştırmaya çalışıyorum
“Hiçbir şey her şey demektir! Güçlenmek istiyorsan, önce köklerini hiçliğin derinlerine gömmeli ve en yalnız yalnızlığınla yüz yüze gelmeyi öğrenmelisin.”
Bertha da onun gibi, asla kendisi olamamıştı. Kendi yaşamını seçmemiş, yalnızca kendi kendisini defalarca tekrarlayan sahnelerin seyircisi olabilmişti.
“Ben, gelecekteki başka bir tür yaşam için bu yaşamın asla değiştirilmemesi, bastırılmaması gerektiğini öğretiyorum. Ölümsüz olan bu yaşamdır, bu andır. Ölümden sonra yaşam yoktur, bu yaşamın varması gereken bir hedef, kıyamet günü yargıları yoktur. Bu an sonsuza dek varlığını sürdürür ve tek seyirciniz siz, yalnızca sizsiniz.”