Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özgül Özkan

"Bunlar yeni partizanlık göstergeleridir ve Türk idare hayatına çok ağır şekilde girmiştir.Ondan evvel partizanlık yoktur, yoldaşlık vardır. Yoldaşlık zayıf bir bağdır. Türk hayatında partizanlık" ne olursa olsun bizden olsun " anlayışını hakim kılmıştır. Parti disiplini ve parti aidiyeti bizimkinden çok daha uzun ve kuvvetli olan Avrupa toplumlarında partizanlık zayıfladı ve bir çok alanda hiç doğmadı. İnsanlar az çok liyakate ve sicile bakarlar..."
Reklam
: “Irmağa sor bunu, dostum! Onun nasıl buna güldüğünü dinle! Vaktiyle işlediğin budalalıkları, oğlunu bunlardan sakınmak için mi işlediğine inanıyorsun? Hem, oğlunu Sansara’ya karşı koruyabilir misin? Nasıl yapabilirsin bunu? Öğreterek mi, duayla, tapınmayla mı, uyararak mı? Sevgili dostum, o öyküyü tümüyle unuttun mu, Brahman oğlu Siddhartha’nın öğretici öyküsünü? Bir zaman burada bana anlattığın yaşamöyküsünü? Kim Samana Siddhartha’yı Sansara’dan korudu, günahtan, açgözlülükten, budalalıktan korudu onu? Babasının dindarlığı, öğretmenlerin uyarıları, kendi bilgisi, kendi arayışları koruyabildi mi? Hangi baba, hangi öğretmen yaşamını yaşamaktan, yaşamla kendini pisletmekten, bizzat günahlara girmekten, bizzat o acı içkiyi içmekten, kendi yolunu kendisi bulmaktan alıkoyabildi Siddhartha’yı? Sanıyor musun ki, sevgili dostum, bu yolu yürümekten belki esirgenen biri olabilir? Sevgili oğlun bundan esirgenir sanıyorsun belki, çünkü onu seviyorsun, acı ve üzüntüden, düş kırıklıklarından esirgemek istiyorsun onu. Ne var ki, onun için tekrar tekrar ölüp dirilsen bile, yine de yazgısının en küçük bir paçasını koparıp alamazsın ondan.”
Sayfa 201 - VasudevaKitabı okudu
Her sevi şenliğinden sonra sevgililer birbirlerinden, biri ötekine hayranlıkla bakmadan ayrılmamalıydılar; hem yenmiş hem yenilmiş olmalı, herhangi birinde aşırı doymuşluk ya da bıkkınlık duygusu uyanmamalı, sömürdükleri ya da sömürüldüklerini hissetmemeliydiler.
Sayfa 114Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
'' Her zerresinde bir sağlık duy bedeninin, insan oğlu; her hücresinden bir inilti işit!.. Bir şehirsin çünkü sen, büyük ve derin... Yok yok!.. Bir değil, belki binlerce şehirsin hem!.. Ölümsüz ve doğumsuz, uçsuz ve bucaksız deryasın... Sayısız balıklar bulunur her deryada... Neden reddetmedesin sendeki erdemleri? Ve ne diye inkarcı başını
Sayfa 250 - Mevlana Celaleddin RumiKitabı okudu
'' Yanlış olan, zor olan, hüsrana götüren kulun hata yapması değil, hatada ısrar etmesidir. Allah’ın bir değil, bin tövbe kapısı vardır. Senin de amel defterini dürdükleri bir günün geleceğini sakın unutma. Azrail canını alır, zaman şanını unutturur, kara toprağa tenini karacakları gün olur. Var işini doğru yap, bu dergâhta adını güzellikle andır. Özünü tevhide uydur, yüzünü Mevla’ya döndür. Kimseye razını açma, iven davranma, özünü tevhide tapşır, bedenini dergâha bağışla.”
Sayfa 202 - Tapduk EmreKitabı okudu
Reklam
Geçmişte verdiğimiz kararlar geleceğimizin mimarıdır.
"Toprağın altında ve üzerinde bulunan her şey durmadan değişir, çünkü toprak canlıdır ve bir ruhu vardır. Bizler bu Ruh'un birer parçasıyız ve onun bizim yararımıza çalıştığını çok az biliriz.
Sayfa 138Kitabı okudu
Herkes kendi düşlerini aynı şekilde göremez; kendince görür.
Kim olursan ol, ne yaparsan yap, bütün yüreğinle gerçekten bir şey istediğin zaman, Evrenin Ruhu'nda bu istek oluşur. Bu senin yeryüzündeki özel görevindir.
"...insan her zaman aynı insanları görürse, bunları yaşamının bir parçası saymaya başlar. İyi, ama bu kişiler de bu nedenle, yaşamımızı değiştirmeye kalkışırlar. Bizi görmek istedikleri gibi değilsek hoşnut olmazlar, canları sıkılır. Çünkü, efendim, herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır."
Reklam
En yüksek uçan martı en uzağı görendir.
Beğenmek, sahip olmanın en iyi şekli, sahip olmaksa beğenmenin en kötü şekli olsa gerek.
Kim olduğunu bilmiyorsan kendin olabilmen mümkün değildir.
BÜTÜN HAYVANLAR EŞİTTİR AMA BAZI HAYVANLAR ÖBÜRLERİNDEN DAHA EŞİTTİR
Sayfa 180Kitabı okudu
Bak, yoldaş," demişti. "Senin onsuz edemediğin kurdele, köleliğin simgesidir. Özgürlüğün kurdelelerden çok daha değerli olduğunu kafan almıyor mu?"
Reklam
Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım.
Sayfa 152Kitabı okudu
Savaşçı balıkçılla düşüp kalkmaya cesaret eden şahini tehlike bekler.
Sayfa 100Kitabı okudu
".. papaz, Misereatur ve Indulgentiam dualarını okudu, sağ elinin şahadet parmağını kutsal yağa batırdı ve sürmeye başladı; önce, bu alçak dünyanın bütün saltanatlarına hırsla dikilmiş gözlere, sonra ılık meltemle aşk kokularına düşkün burun deliklerine, sonra, yalan söylemek için açılmış, gururla inlemiş ve şehvetle bağırmış ağıza, sonra, tatlı temaslardan hoşlanan ellere, nihayet, arzularının tatminine koşarken vaktiyle pek hızlı giden, fakat artık kımıldamayacak olan ayak tabanlarına sürdü. "
... Fakat- sevdiğimiz kimseleri hor görmek bizi onlardan az çok uzaklaştırır. Mabutlara dokunmamak lazımdır, yoksa yaldızları elimizde kalır.
Sayfa 286Kitabı okudu
"... zevkler, bir okul avlusundaki çocuklar gibi, kalbinin üzerinde o'kadar tepinip durmuştu ki, orada hiçbir yeşillik bitmiyor ve oradan kim geçerse, çocuklardan daha sersem, onlar gibi adını duvara kazımayı bile akıl edemiyordu."
Sayfa 209Kitabı okudu
Reklam
"Her an ölümle yüz yüze kalabilirim. Ama yaşayabildiğim sürece ölümü karşılamaya gitmem gerekmez. Bir gün ister istemez ölümle karşılaşacağım; bu önemli değil. Önemli olan benim yaşamamın veya ölümümün başkalarının yaşamını nasıl etkileyeceği..."
Sayfa 46 - Küçük kara balıkKitabı okudu
"Her şey yakın ve el altında, biz toprak kazmaya koşuyoruz, insana zevk veren şey gerçek anlamda çalışma ve dünyada kendi emeğin kadar değerli bir şey yok...
Sayfa 352 - ÇiçikovKitabı okudu