Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Pelin

Sabitlenmiş gönderi
Erkek Doğrama Cemiyeti Manifestosu
Bu manifestonun, ' kadın erkek çoğumuzun, kadın kalbinde yattığına inanmak istemediğimiz bir intikam ateşini dillendirdiği' söylenir. Katılıyoruz.
Reklam
Pazartesileri, diyor Oehler ve tek başına yürümek zorunda olmak en dehşet verici durumdur. Pazartesileri benimle yürümeyeceğiniz düşüncesini aklıma bile getirmek istemem, diyor Oehler. Ve pazartesileri de tek başına yürümek zorunda olmayı hiç düşünemem.
Karrer ile (yani pazartesileri) hep sizinle (çarşambaları) olduğundan daha hızlı yürüdüğüm için Karrer delirdikten sonra siz benimle yalnız çarşambaları değil pazartesileri de yürüdüğünüz için, pazartesileri ve çarşambaları yürüme alışkanlığımı değiştirmem gerekmiyor, diyor Oehler, oysa siz artık çarşambaları ve pazartesileri benimle yürüdüğünüz için, alışkanlığınızı gerçekten değiştirmek zorundasınız, hem de sizin için herhalde akıl almaz biçimde değiştirmek zorundasınız, diyor Oehler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Biz çarşambaları hep aynı (doğuya) yöne giderken, pazartesileri batıya yürüyoruz, dikkat çekici bir biçimde pazartesileri çarşambaları olduğundan çok daha hızlı yürüyoruz, herhalde diye düşünüyorum, Oehler, Karrer ile benimle olduğundan hep daha hızlı yürümüş olmalı, çünkü çarşambaları çok daha yavaş, pazartesileri çok daha hızlı yürüyor.
Pelin
@Peelinnn·Bir kitabı okumaya başladı
Yürümek - Evet
Yürümek - EvetThomas Bernhard
8.2/10 · 294 okunma
Reklam
Pelin
@Peelinnn·2024 okuma hedefini güncelledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
0/40 kitap - %0 tamamlandı
Henüz kitap okumadı
40 kitap
0 sayfa
0 inceleme
3 alıntı
6 günde 1 kitap okumalı.
104 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
Nereye Gidiyoruz Baba?
Nereye Gidiyoruz Baba?Jean-Louis Fournier
8.6/10 · 2.989 okunma
Öyle görünüyor ki talihsizlik beklemeyenlerin başına geliyor. O zaman, başına gelmemesi için beklemek lazım...
Çocuk yapmak, risk almaktır... Her seferinde kazanılmaz. Yine de insan çocuk yapmaya devam eder.
Hekes bunu düşünür, tıpkı depremi, dünyanın sonunu, sadece bir kez olacak bir şeyi düşünmek gibi. Benim dünyam iki kez karardı.
Reklam
117 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Wittgenstein ve Dilin Sınırları
Wittgenstein ve Dilin SınırlarıPierre Hadot
7.6/10 · 94 okunma
Şaşırma daima yeni bir hareket noktasıdır: bu şaşkınlıktan yola çıkan felsefenin dilbilimsel eleştirisi felsefeyi sona erdirmez, ama felsefeyi tutumlarından birine, H. Wein’ın “aporetik bilinç” apori’de [çıkmaz’ da] ifade edilemeyeni göstermek dediği şeye götürür. Zira, der bize H. Wein, “dilin en yüksek felsefi olanağı, yanıtın olmaması olasılığında yatar.”
Açım. Söyleyen benim: açım, ama duyulan ben değilim. Sözümün bu iki anı arasında ortadan kayboldum. Bunu söze döker dökmez, benden geriye sadece aç olan adam kaldı ve bu adam herkese aittir, çünkü sözcükler herkese aittir. Ben artık sadece söylemimim, o andaki tanımımım, fiili belirlenimimim. Bunlarla beraber, anonimin düzenine girdim; yani evrenselin yoluna.
Felsefe, Wittgenstein’ın iddia ettiği gibi, dilin yanlış kullanımından doğmaz; daha ziyade dilin kaçınılmaz biçimde felsefi olmaya eğilim göstermeye yöneldiğini; yani meramını dil olarak anlatmaya, kendi anlatımsallığını ifade etmeye çalıştığını söyleyelim. İşte bu zorunlu, ama başarısızlığa yazgılı çaba içindedir ki felsefe kendi imkânsızlığını keşfeder; yani dilin aşılamaz sınırlarına; daha iyi bir ifadeyle, kendisi için, dil olan aşılmaz sınıra çarpar. K. Jaspers derdi ki: Aşkın’ın en yüce şifresi sessizliktir.
Bir’in kendini ifşa ettiği çığlığını, tüm yaşamın ve tüm ölümün birliğinin göründüğü sembolleri, onun yutan ışık oluşunun öylesine delici aşkını anımsar, bilir ki anlamıştır, bir kavrayış, tüm dışsallığın, tüm yabancılığın ortadan kalkışı vuku bulmuştur, ama bunu yalnızca bilir ve anlamış olduğunu artık anlamaz.
706 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.