Acıyla geçtiğim yoldan geçiyorsun
izlerime rastlıyorsun, bıraktıklarıma,
orada o yolda çekmiştim ruhumu patlatan fitili
benden savrulan parçalar kurusa da
izleri var hala yolun kenarında.
İzini sür yolun, acının ormanı büyütür insanı
vakit geniştir, ufuk sandığından daha yakın,
Acıyla geçtiğim yoldan geçiyorsun
ustası olacaksın içine gerdiğin tellerin
hangi sızıyla titrer içinde, hangi sesle
büyük bir aşk, hangi sesle ölür, bileceksin.
Ne zamandı bilmiyorum.
Yaşadıklarından sana
kalan tortu, seni olduğun yere çakan, olduğun
yerde fırtına koparan korku. kendi sarmalında
döndün, döndün, sanma ki daha dönmeyeceksin
kalsan da bir yer için, aslında hep gidiyorsun.
Şimdi, acının ormanından geçiyorsun
her şey bir daha kanasa da
ne geçtiğin yola ne sana dokunabilirim ben
Geç meleğim,
senin de şarkıların olsun
içindeki telleri titreten.
Yanında olamıyorum.
Sen basit bi sebep sanarken
Ben o sebepler arasında,
Ruhumu kaybediyorum.
Üzülmemeliyim.
Çünkü sen;
Özlemiyorsun artık,
Gözlerin dolmuyor benim gibi,
Yokluğumu saymıyosun yapraklarda...
Eskisi gibi...
Aklına gelmek bir anlık esinti,
Oysaki ben kalbimden bile sökemedim.
Huzursuzum oldukça.
Kararsızım da,
Fakat tüm korkum
Bir gün beni sevmeyi bırakman...
Çoktan bırakmış olman.
Ya başkasını seversen?
İnan bu defa gözlerim, mutlu olduğun için dolar.