Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yunus Sinoğlu

-NEVİ ŞAHSINA MÜNHASIR- Kendine özgü davranış ve karakteri olan kişi anlamlarına gelen isimdir. İçinde bulunduğumuz ve herkesin herkesleştiği böyle bir zamanda gün geçtikçe azalan insan tipidir. “Kitapçı dükkanlarının özel bir kokusu vardır Olric. Nevi şahsına münhasır derler eskiler, işte ondan.” Oğuz Atay Tutunamayanlar
Sayfa 174
Reklam
Tak tak tak. Tekrar kapısını vurmalı kalbin ve ruhun. Yoksa yapma besinlerle beslene beslene vücudun aldığı hale benzer bir durumu almaya doğru hızla gitmekte ruh. Dıştan bakıldığında her şey yerli yerinde, ama bir üfürmeye görün! Püf diye uçacaktır. Ve darmadağınık tüylerin havada oraya buraya koşuşması.
Şahdamar
“ Miraç. Şahdamarda miraç. Gündüz oruçlu, gece namazda olmaktan doğan yakınlık. Yani, gündüz iş saatlerinde, zihnin uyanık ve elin işler olduğu saatlerde sadece yemek ve içmekten değil, yeteneklerin kötülüğe akışından da oruçlu olmak. Kişilere eşyaya ve sembollere tapmaya da tövbeli olmak. Övülme hoşlanmalarına, yerilmeye dayanamamaya, kritik tahammülsüzlüklerine de ruhun içinde ve dışında paydos diyebilmek. Ve gece, suların mışıl mışıl uyuduğu saatlerde uyanık olmak. Kanın ve kalb atışının ötesine, eşya sertliğinin ötesine geçip, dünya realitesini gerilerde bırakıp, bütün geçici kabuklarını atıp ruhun hilkatteki ‘evet’ine, evetinin sırrına geri dönüşü.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Meydana getirdiği eserlerine akılların hayretlerde kaldığı varlık olan Allah her türlü noksanlıklardan beridir. En kuvvetlilerin bile kudreti karşısında acze düştükleri varlığı noksan sıfatlardan tenzih ederim).
Her zerre-i hâk-i kadem-i Hazret’üne Cânum da fidâ ten de fidâ ben de fidâ.” (Ey Peygamber; senin zatının ayağının toprağının her zerresine; canım da, tenim de, ben de feda olsun).
Reklam
...bahaneye artık lüzum görünmüyor çünkü kamuoyu artık yeterince uyuşturulmuştur bunun sonu çok değil bir iki sene sonra Türkçeye bye bye demek olacaktır.
Koca bir asrı, birkaç haramzade evladına bakarak mahkum edemeyiz. Bir çağı bütünüyle kötülemek, bütünüyle yüceltmek kadar yanlış.
Her dudakta aynı rezil şikayet:Yaşanmaz bu memlekette! Neden? Efendilerimizi rahatsız eden bu toz bulutu, bu lağım kokusu, bu insan ve makine uğultusu mu? Hayır, onlar Türkiye'nin insanından şikayetçi. İnsanından, yani kendilerinden. Aynaya tahammülleri yok. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını 'yaşanmaz'laştıranlardır. Türk aydın'ı kitab-ı mukaddesin serseri yahudisi*... hangi Türk aydını? Kaçanlar ne Türk ne aydın. Bu firar bir Kabil kompleksi.
Vaktin bereketi kavramını unuttuk modern dünyada. Günün bütün vakitlerinin eşit değerde olduğu zehabına kapıldık oysa sabahın, kuşluk vaktinin, öğlenin, ikindinin, gecenin...hepsinin bir ritmi, tadı,bereketi vardır. Hangi vakti ne için kullandığınız çok önemlidir.
Sayfa 156Kitabı okudu
"Eğer bir aşığın talihi yerinde ise, onun yarasının hekimi sevdiği olur." -Keçecizade İzzet Molla-
Reklam
Dinlemek kulakla değil; akıl, kalp ve duygu ile anlamak ve hissetmek demektir. "Söylediğimi duymuyor" dediğimizde kastedilen karşımızdakinin kulaklarının sağır olması değil, aklının ve kalbinin kapalı olmasıdır. Maalesef bugün kulağı sapasağlam ama derin bir sağırlık içinde olan ne çok insan var...
Anlayamadığın, nüfûz edemediğin hayatın seni yutmasını önleyemezsin.
Bugün insanın en temel sorunu, bilme sorunu değil, anlayabilme ve olma sorunu. Her şey elimizin altında, ama hiçbir şey anlayabilecek durumda değiliz.
'İçinde yaşadığınız çağı tanıyamazsanız, tanımlanırsınız.'
Bu dünyayı dâr (yurt) edinenler, bu dünyayı dar ederler insana.
232 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.