Mücadeleden keyif almayı öğrenene kadar çekilen acı gözümüzde çok büyük görünür. Sürekli kaçış fırsatlarını değerlendirir ve oradan, mücadeleden uzaklaşmaya çalışırız. Ancak bir kez gördük mü hayatın aslında mücadeleden ibaret olduğunu, işte o zaman yaşanmaya değer bir yol çizmeye başlıyoruz. İnsan kendi mücadelesini kendi seçer. Zorluğu karşısında ezilip sızlayacaksa, gittiği yolu hak etmiyordur. Yol yalnızca hür ve güçlü iradelere aittir. Son ise zayıflara.
beyza bu da bir hayatta kalma mücadelesidir. Mücadelenin mücadele olması için illa büyük veya küçük imkanlara ihtiyacı yoktur. Uzun veya kısa ömürlü de olabilir. O anki zihinsel durumu veya fiziksel hareketleri de olabilir. Soykırım esnasında fiziksel bir eylemde bulunup kendini veya sevdiklerini kurtaramayabilir. Ancak zihinsel bir mücadele verebilir. Korkusuna karşı. Çünkü korku ona hiçbir şey vermeyecektir. Eninde sonunda öleceğini kabul etmesi ve korkusunu yenip o anki daracık anında huzura kavuşması kazanılmış bir mücadeledir. Veya kendi imkanını yaratabilir. Nasıl yaratır bu tamamen şartlara bağlıdır elbette.