"Her hâlukârda, beni gerçekten neyin ilgilendirdiğinden emin değilim, ama neyin ilgilendirmediğinden kesinlikle eminim, der Camus. Sanıyorum, huzurun mühim bir kısmı da burada; bazı şeylerle kesinkes ilgilenmemekte."
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kendisini (doğrudan) ilgilendirmeyen şeyi terketmesi, kişinin iyi müslüman oluşundandır.”
Tirmizî, Zühd 11. Ayrıca bk. İbni Mâce, Fiten 12
Bir de her şeyi tamam olanlar vardır. Her şeyleri tamam olsa da, başkaları bunu
böyle görse de, gönüllerinin bir yerinde hüzün vardır, kırılmışlık,hatta kopmuşluk vardır. Herkesin gördüğü bu tamamlığı bir türlü hissedemezler içlerinde.
Osmanlı, İslam medeniyetinin unsurlarını her alanda benimsemiş ve İslam medeniyetinin neredeyse tüm kurumlarını devletin 'akıl yapısı' ile geliştirerek güncelleştirmiştir.
Dinimiz bizlere her anımızı değerlendirmeyi ve vakitlerimizi güzel işlerle geçirmeyi öğütlemektedir. Toplum olarak yanlışa düştüğümüz şeylerin başında; ibadet yapmak, iyilik ve ihsanda bulunmak veya günahlardan sakınmak gibi güzellikleri sadece bazı gün ve gecelere kısıtlamak geliyor.
"Biraz somutlaştırmak gerekirse mesela ramazan ayında teravihe koşuyoruz, kandillerde camileri hıncahınç dolduruyoruz ama beş vakit namazımızda durum böyle mi?"