Dorothy ilk defa öldüğünde 12 yaşındaydı.En azından bana söylediği buydu.Delirdiğini düşünmüştüm ama şimdi ona inandığım için esas deli ben miyim diye merak ediyorum.Öyleysem bunların hiçbirinin önemi yok demektir.Ama değilsem...Eh,o zaman dünya benim düşündüğüm gibi bir şey değil demektir.Üstelik tek bir dünya yok.(?)
İstiklal savaşı sıralarında İnegöl toprakları bir büyük facia geçirmiş: Domaniç dağlarından inen bir köylü kadını, düşmana yol göstererek vatana hıyanet eden oğlunu silahıyla vurarak yer sermiş. İki satırla kısaltılan bu olay bir roman, bir destan konusu olabilecek kadar geniş... Bir Türk kadınının yüksek vatan terbiyesini, inancını anlattığı için, kadın tarihimizin sayfalarına yeni bir ün katacak kadar yiğitçe... Sevgili çocuğunu kendi elleriyle yere seren kahraman ananın yaşadığı acıklı ruh hali...
Bayan Amory bembeyaz bir yüzle ayağa kalkarken,Carelli o yana seğirtip Sir Claud’un nabzını tuttu.Sonra elini kalbinin üstüne koyup başını iki yana salladı. Poirot koltuğa yaklaşıp bilim adamının hareketsiz vücuduna baktı. “Evet korkarım...” Kendi kendine mırıldanır gibiydi. “Korkarım ki...” “Evet?” diye sordu Barbara. Poirot bakışlarını ona çevirdi. “Korkarım ki,Sir Claud beni çağırmakta çok geç kaldı,matmazel!”