“İnançları farklı, dilleri farklı, kimlikleri farklı diye insanlar birbirine düşman olmamalı. İnsan bir kimliğe, bir dine, bir dile sahip olarak dünyaya geliyor ve bunlarla büyüyüp yaşıyor. Bunda insanın günahı, suçu ne?”
Birer yolcuyduk,
Aynı ormanda kaybolmuş.
Aynı çıtırtıyla ürperen birer serçe.
Hep aynı kaderde buluşurduk
Sevmeye tutuklu gibi…
Birer tomurcuktuk hayatın kollarında.
Birer çiğ damlasıydık,
Bahar sabahında,
Gül yaprağında…
Dedim ya,
Hiç yoktan susturuldu şarkımız!
Yüreğim kanıyor,
Yüreğim kanıyor.
Bitmeseydi öykümüz böyle..!
Kaçıncı yok oluşum,
Kaçıncı var oluşum bu?
Tanrılardan ateş çaldım
Yüzyıllarca tutuştum, üst-üste yandım.
Bir anka kuşu gibi anne,
Bir anka kuşu gibi;
Kendimi külümden yarattım…
Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum yani her zaman yaptığım şeyleri sürdürüyorum ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içinde. Sanki içimde derin bir hiçlik var.