"Der entscheidende Unterschied zwischen der Psyche des Menschen und der aller anderen lebenden Wesen besteht in der Fähigkeit des Menschen, vernünftig zu denken. Der Mensch ist das vernünftige Tier" Aristoteles
Almanya doğumlu Yahudi yazar Hannah Arendt’in Nazi Almanyası’nda Yahudilerin toplama kamplarına ve gettolarına naklinde sorumlu Otto Adolf Eichmann’in Küdüs’te gerçekleştirilen duruşması hakkındaki kitabı “Kötülüğün sıradanlığı” sadece bu dava özelinde bir kitap değil. Kitabı okurken İsrail’de yaşayan Yahudilerin tüm bu soykırım olayına aradan zaman geçtikten sonra nasıl baktıklarını görebiliyorsunuz. İşim garibi davadaki hakimlerin hepsi Almanya’da eğitim almış hakimler ve davaya saf bir adalet duygusu içerinde bakmaya çalışıyorlar. Hannah Arendt’in kitapta vurguladığı noktalardan birisi de aslında tam olarak bu. Toplum olarak çok yara alış olan Yahudilerin karşılaştığı ikilem. Birçoğu bu soykırımda az da rolü olmuş herkese en ağır cezalar vermek istiyor. Ama bunları yapmak isterken gerçekten olaylara çok az etkisi olmuş, birçoğu kendisine verilen emirleri sonunun ne olacağını düşünmeden uygulamış insanlara Nazivari adaletsiz cezalar yağdırmış oluyorlar. Bu durumda da her ne kadar kendilerine itiraf etmek istemeseler bile, Nazi durumuna düşmekten endişeleniyorlar. Soykırımın esas suçluları Almanya’da göreceli olarak hafif cezalara çarptırılırken, çoğu konuda günahı olmayan makul derece normal insanlara çok ağır cezalar vermenin etiği bu kitapta sorgulanıyor.
Sartre’nin okuduğum ilk kitabı. Ne kadar da hevesle başlamıştım; hayata dair sorgulamalar yapabileceğim, varoluşla ilgili düşüncelere dalacağım bir kitap olacaktı. Ama malesef hiç beklediğim gibi olmadı. Günlük şeklinde yazılmış bir hikaye, aslında çok sıralı gitmesi gerekirdi olayların. Fakat bana nedense o konudan bu konuya atlıyor ve olaylar arasında hiçbir bağlantı bulunmuyor gibi geldi. Hikayeyi de anlayamadım, anlatılan kişilere de odaklanamadım, okuyan kişilerden duyduğum varoluş sancısını da hissedemedim. Aslında hayatımda ilk defa bir kitaba devam edemedim ve yarım bıraktım.
Bende bir yara olarak kalacak bu kitabın yarım kalmışlığı, ama tekrar okumaya çalışmayacağım.
Ben kendi adıma tavsiye etmiyorum. Herkese sağlıklı günler
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202122,7bin okunma
Sevgili okur anlamadığın ve bitirmediğin bir kitab hakkın da nasıl oluyorda, “önermiyorum”diye biliyorsun? Yani anlamadığın halde bir yargıya varmak, pek mantıklı değil. Kitabın baş kahramanı küçük bir taş parçasını bile atamayacak kadar bir duruma gelmesi, varoluş sıkıntısına girmiyor mu? Neyse gerçi hepsini okumamışsın, çok yüklenmeyim.
İnsanın tükenişi hiçbir zaman bu kadar alleni olmamıştı. Toplumsal statümüz ve bireysel kimliğimizin mahiyetinin bir önemi kalmadığı böylesine dijital bir çağda, neredeyse ulaşamadığımız kara parçası kalmazken, ama birbirimizde binlerce fersah uzakta, yalnızlık küllerinde debelenip duruyoruz.
Bilinçte yoksun birey ve toplumların asla kendilerine özgün bir gündemleri olamaz. Her zaman birilerin ayak izlerinin birer kötü takipçileri olurlar. Yaşamları boyunca hep bir kargaşanın içinde debelenip dururlar, ne istediğini bilmeden bir ömür tüketirler.