Jack London emekçi sınıfına mensup denizci Martin Eden'in hikayesinde kendi yaşam mücadelesine değiniyor ve yazar olmak için verdiği mücadeleye değiniyor yer yer. Matin Eden'e gelirsek burjuvaya mensup aşkı için amansız bir mücadeleye giriyor. 2 yıl süren çalışmaları süresince aşkı dahil tüm tanıdıkları onu tam başarmaya yakınken terk ediyorlar ve Eden şöhrete ve başarıya ulaşınca tekrar yanıbaşında bitiveriyorlar. Artık Martin ulaşmak istediği kaymak tabakadakilerin maddiyatçı, çıkarcı, gerçek kültürden uzak olduklarını görmüştü. Martin onlardan daha gerçekçiydi. Kendisi şimdi kaymak tabakanın bir ferdi olmayı kabullenemediği halde eski sınıfına da ait değildi. Artık eski güçlü, savaşkan, istekli Martin tüm yaşadıklarından ötürü yok olmuş yerine hayattan hiçbir zevk almayan biri olmuştu. Sonunu yazmayacağım.
Martin EdenJack London · Can Yayınları · 201790,4bin okunma
Edmond Dantes ile kabusları, acıları, umut ve umutsuzluğu; Monte Cristo ile intikam, güç ve zenginliği; Maximilien ve Valentine ile aşkı; Julie, Emmanuel ile mutluluğu; Hayde ile tutkuyu yaşadım. Kitabı bırakmak istemeyecek ve bir solukta okuyacaksınız.
Bakışları karşı duvarda bir çerçevenin içindeki Nazım Hikmet'in " Seni Düşünüyorum " başlıklı şiirine takıldı :
Türkiye Komünist Partisi
T.K.P.'m benim
seni düşünüyorum.
Sen dünümüz, bugünümüz, yarınımızsın,
En büyük ustalığımız,
en ince hünerimizsin.
Sen aklımız, yüreğimiz ve yumruğumuzsun.
Dünyada bir anılır şanlı soyun var:
Sen küçük kardeşisin V.K.P(B)'nin
Sen bana bugün
mübarek alnındaki yara yerinle
ve işçi bileklerinde zincir izleriyle göründün,
yürüyorsun dimdik, pırıl pırıl.
Ömrümde yalnız seninle
ve senin safında olmakla övündüm.
Altı hikaye. Kahramanlar erkek. Hep bir mutsuzluk, hesaplaşma, hayalle gerçekler arasında gidip gelmeler.Karabasanlar. Ölen baba ile hesaplaşmalar, baba oğul mukayeseleri, şimdiki zamanda birden geçmişteki anılar.