Süha Murat Kahraman

Süha Murat Kahraman
@SuhaMurat
Zeynep Demir Kahraman
Zeynep Demir Kahraman
ile evli, bir oğlan babası , tabiatsever, hayvansever, İstanbulsever, köysever,seyahatsever, sanatsever, şiirsever, kalem ile yolculuk yapmayı seven, ümitvar bir ilim talebesi...
Lisans,Hacettepe İİBF,Maliye(mezun) - Anadolu Üni. Açıköğretim Fak. Sosyoloji Bölümü (devam)
İstanbul
Çanakkale
2115 okur puanı
Mayıs 2017 tarihinde katıldı
İlim,İrfan,Hikmet-Medeniyet Üzerine (Yusuf Kaplan)
“...Uygarlığın dünyası, yalnızca mülk âlemidir: O yüzden her şeye mâlik olmak, sahip olmak, kontrol ve kolonize etmek ister. Melik'leşir. Melekleşmekten ürker: Ürker; çünkü melekleştiği zaman, “feleğin”, bütün mülklerini, güçlerini elinden alacağını, geçersiz kılacağını vehmeder…. Birbirine bakan ve birbirine akan melekût âlemi ile mülk âleminin birbiriyle buluşması, birbiriyle konuşması, birbirini açıklığa kavuşturması yolculuğudur medeniyet…. Bizim medeniyetimizin kaynağı, vahiy; kurucusu âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamber; kurucu sütunları ise ilim, irfan ve hikmet menzilleridir… Hakikat, hikmetle kâimdir; hikmetse, hakikatle dâim: Hakikat, hikmet'le kıyam eder, varolur; hikmet'se hakikatle devam eder, yol olur: Hakikat yolculuğunun yolu… İlim, ribat'tır: Hakikate bağlanma. İrfan, irtibat'tır: Hakikatin bağlarını birbirine bağlama. Hikmet'se, râbıta'dır: Bağ kurma, çağ kurma, çağrı'yı gürül gürül akan, insanı yıkayıp arındıran bir çağlayan'a kavuşturma… Hâsıl-ı kelâm, ilim, hakikatin toprağa düşürülen tohumudur. İrfan, hakikat ağacının tomurcuklanmasıdır. Hikmetse, filizlenen, yeşeren, tomurcuklanan hakikat ağacının meyveye durması, meyve vermesi…
Reklam
Sadakat Ile Ilgili Bir Köşe Yazısından Alıntıdır...
"...Hazreti Ebubekir’e (ra) sormuşlar: “Muhammed (asm) Mi’raç’a çıktım” diyor. Sen ne diyorsun? “O’ söylemişse, doğrudur.” demiş. İşte sadakatin tarifi… Konu sadakat olduğu için misalleri çoğaltmakta fayda mülâhaza etmekteyim, şöyle ki: Gazneli Mahmud, bir gün, vezirlerini imtihandan geçirir. Elindeki kıymetli mücevherin değerini öğrenmek için vezirlerine sorar. Hepsi, “Paha biçilmez” olduğunu söyler. Bunun üzerine hepsine teker teker: “Bu mücevheri kır” diye emreder. Onlar da: “Bu paha biçilmez bir cevherdir, onu kırarsak sana kötülük etmiş oluruz. Bu kötülüğü sana yapamayız.” meâlinde cevap verirler. Sultan Mahmud hepsinin sözünü beğenir ve mükâfatlandırır. Sıra en sadık bendesi Eyaz’a gelir. Ona da değerini sorar; çok değerli olduğu cevabını alır. Bunun üzerine: “Onu kır” diye emreder. Ezar hiç tereddüt etmeden mücevheri yere atıp kırar. Herkes şaşkınlıkla ona bakar ve “Ne yaptın Eyaz, bu kadar kıymetli bir cevheri nasıl kırdın?” diye sitem etmeleri üzerine şöyle der: “Evet bu mücevher çok değerliydi, ama padişahın emri daha da değerlidir. Onu kırmaktansa, bu mücevheri kırdım. Bu cevabı çok beğenen Gazneli Mahmud şöyle der: “Sadakat imtihanını Eyaz kazandı ve en büyük hediyeyi hak etti” demiş..."
Gönüllerin Fethi
“...iki fetih de aynı amaç için yapılmıştı.İnsanın içinde ve Mekke şehrindeki Beytullah’ı yani Allah’ın evini Allah’tan gayrı olanlardan temizlemek.Böylece fethi manevi ve maddi diye ayırsak da,amacın Allah için olması esastır. Eğer fetih Allah için olmaz ise o mücadele Allah katında boş bir dava olmaktan öte gidemez.Buna fetih de denemez.Bunun adı artık fetih değil, belki bir “nasiplenme”dir.Yani pay alma,işgal etme,üstün olma ve sömürü davasıdır.İşte fethi diğer mücadelelerden ayıran temel fark da budur…” (Bir vaaz derlemesinden alıntıdır.)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gönüllerin Fethi
“...Fethi nasıl anlamalıyız?Fetih,Allah’ın mülkünde Allah’ın adının yüceltilmesi(İlâ-yı Kelimetullah) kalplerin ve ülkelerin Allah’ın rahmetine ve adaletine açılması davasıdır.Bu tarif aslında Hz.Peygamber(s.a.v)’in örnek hayatının ve vazifesinin bir yansımasıdır… Gerçekte fetih ruhu müminlere Peygamber Efendimiz(s.a.v)’den miras kalmıştır.O,önce insanların gönüllerini fethetti sonra bağrında Beytullahı barındıran Mekke şehrini…” (Bir vaaz derlemesinden alıntıdır.)
Gönüllerin Fethi
"...Allahu Teâlâ'nın bütün cihad emirleri,kalbi fethetmek için verilmiştir.İlk fethedilecek yer kendi kalbimizdir.İlk teslim alınacak kimse,kendi nefsimizdir.Kalbi gaflet ile ölü olan bir kimse,başkasına hayat sebebi olamaz.Eşyaya köle,şehvetine esir olan bir nefis, gerçek hürriyetin tadını alamaz ve başkasına tattıramaz..." (Vaaz için hazırlanmış bir derlemeden alıntıdır)
Reklam
Reklam
1.734 öğeden 1.711 ile 1.725 arasındakiler gösteriliyor.