“...Uygarlığın dünyası, yalnızca mülk âlemidir: O yüzden her şeye mâlik olmak, sahip olmak, kontrol ve kolonize etmek ister. Melik'leşir. Melekleşmekten ürker: Ürker; çünkü melekleştiği zaman, “feleğin”, bütün mülklerini, güçlerini elinden alacağını, geçersiz kılacağını vehmeder….
Birbirine bakan ve birbirine akan melekût âlemi ile mülk âleminin birbiriyle buluşması, birbiriyle konuşması, birbirini açıklığa kavuşturması yolculuğudur medeniyet….
Bizim medeniyetimizin kaynağı, vahiy; kurucusu âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamber; kurucu sütunları ise ilim, irfan ve hikmet menzilleridir…
Hakikat, hikmetle kâimdir; hikmetse, hakikatle dâim: Hakikat, hikmet'le kıyam eder, varolur; hikmet'se hakikatle devam eder, yol olur: Hakikat yolculuğunun yolu…
İlim, ribat'tır: Hakikate bağlanma.
İrfan, irtibat'tır: Hakikatin bağlarını birbirine bağlama.
Hikmet'se, râbıta'dır: Bağ kurma, çağ kurma, çağrı'yı gürül gürül akan, insanı yıkayıp arındıran bir çağlayan'a kavuşturma…
Hâsıl-ı kelâm, ilim, hakikatin toprağa düşürülen tohumudur. İrfan, hakikat ağacının tomurcuklanmasıdır. Hikmetse, filizlenen, yeşeren, tomurcuklanan hakikat ağacının meyveye durması, meyve vermesi…