Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aylak Adam

Aylak Adam
@Suigei
Sabitlenmiş gönderi
“Acelem yok benim, biliyorsun. Bir gün sana dünyada dayanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğretecem.”
Sayfa 112 - Bilgi Yayınevi, İkinci Basım Aralık 1974Kitabı okudu
Reklam
''Karanlık bir kişiliğimin olduğu söylendi ama '' diyor Mari dürüstçe, ''birkaç kez...'' Takahaşi trombon kutusunu sağ omzundan sol omzuna aktarıyor. Sonra, ''Biliyor musun, yaşamlarımız aydınlık ve karanlık diye basitçe ikiye ayrılmaz'' diyor. ''İkisinin arasında gölgeli bir ara bölge vardır. O gölgenin katmanlarının farkına varıp onları idrak etmek sağlıklı bir zekanın işidir. Ve o sağlıklı zekayı elde etmek için de zaman ve gayret gerekir. Demek istediğim, ben senin kişiliğinin karanlık olduğunu düşünmüyorum.''
Sayfa 167
''Ama biliyor musun, babama yeniden kavuşmuş olsam da yüreğimin derinliklerinde bir rahatlama hissedememiştim. Nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum ama bir şeyler içimde yerine oturamamıştı sanki. Nasıl desem, sanki aldatılıyormuşum gibi hissediyordum. Diğer bir deyişle, gerçek babam uzaklarda bir yerlerde ebediyen kaybolmuştu da onun boşluğunu doldurmak için başka biri babamın kılığında benim yanıma gönderilmişti, bunun gibi bir histi. Ne demek istediğimi anlıyor musun?''
Sayfa 132

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Uyandırıldığım zaman tanyeri ağarıyordu. Kasabaya, babamın içgüveysi girdiği zengin evine doğru yol alırken taze manda sütünün kokusu sıcak buharı, hala sabah sisiyle ürpermiş, yüzümün üstünde, hala ihtiyar kadının dudakları alnımda, hala kardeşim Emin’in kalın parmakları parmaklarımın içinde sabittiler. Bu hissi uzun müddet, alaminüt fotoğrafçıların çıkarttığı kartlar gibi muhafaza ettim. Sonra sarardılar, belirsizleştiler.”
Sayfa 37 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, IV. Basım Haziran 2015, İstanbul. Babamın İkinci Evi HikayesiKitabı okuyor
42 syf.
·
Puan vermedi
·
163 günde okudu
Şimdi Sevişme Vakti
Şimdi Sevişme VaktiSait Faik Abasıyanık
7.6/10 · 2.891 okunma
Reklam
“O sıralar beni üzen bir mesele daha vardı: Ne ben kimseye benziyordum ne de herhangi biri bana ‘Tek başımayım, ama onlar hep birlik,’ diye düşünmekten kendimi alamıyordum. …Daireye gitmekten son derece yılıp iş dönüşü hasta düştüğüm zamanlar vardı. Arkasından, durup dururken bir şüphe, kayıtsızlık nöbeti gelir (zaten bende her şey böyle nöbet halindedir), hırçınlığımı, huysuzluğumu alaya alarak romantikliğim yüzünden kendi kendime etmedigimi bırakmazdım. Kimseyle konuşmak istemezken birdenbire öyle değişiyordum ki, dairedekilerle yalnız konuşmak değil, artık arkadaşlık etmek istiyordum. Onlara karşı duyduğum soğukluk birden kayboluyordu. Kim bilir, belki bu duyguların zaten aslı yoktu; kitaplardan kapma, yapmacık duygulardı. Bu meseleyi şimdiye kadar çözemedim.”
Sayfa 49 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, XXX. Basım 2020, İstanbulKitabı okudu
“Sorumluluklarınız vardır. Kardeşinize karşı nasıl sorumluysanız dostunuza karşı da sorumlusunuz, o da size karşı öyledir. Zor gününüzde birbirinizin eline bakacaksınız. İnsan ancak dostlarıyla ayakta kalır ama hakiki ve ebedi dostlarıyla. Hayatın anlamı da budur. Dostunuz yoksa bedbahtsınız demektir. İnsanın insana sahip çıkması, yardım etmesi kadar değerli şey azdır. Bunun mümkün olmadığı yerlerde, insanlar bir bakıma esaret altındadır.”
Sayfa 115 - Kronik Kitap:280, 1. Baskı, Şubat 2022, İstanbulKitabı okudu
Aylak Adam
@Suigei·Bir kitabı okumaya başladı
Alemdağ'da Var Bir Yılan
Alemdağ'da Var Bir YılanSait Faik Abasıyanık
7.8/10 · 10,6bin okunma
Aylak Adam
@Suigei·Bir kitabı okumaya başladı
Semaver
SemaverSait Faik Abasıyanık
7.5/10 · 11,8bin okunma
Reklam
''-... Bana kızgın mısın? -Niye ki? -Sana kötü şeyler söylediğim için. Özür dilemek istiyorum. -Beni bu kadar umursamana gerek yok. Birilerini önemsemek istiyorsan parktaki güvercinlere yem atabilirsin.''
Sayfa 72 - Doğan Kitap, Nisan 2022, 21. Baskı
''Bazen hiç düzelemeyeceğimi düşününce korkuya kapılıyorum. Öyle çok korkuyorum ki çığlık atacak gibi oluyorum. Hayatımın sonuna dek bu şekilde, bir taş gibi yatakta yatıp tavana bakarak mı yaşayacağım, kitap okuyamadan, rüzgarda yürüyemeden, hiç kimse tarafından sevilmeden, yıllarca böylece yatacak, yaşlanıp sonra da sessiz sedasız ölüp gidecek miyim diye düşündükçe öyle çok üzülüyorum ki dayanamayacak gibi oluyorum. Gece yarısı üçte gözümü açınca, bazen, omurgamın eriyip gitme sesini duyar gibi oluyorum. Belki de gerçekten eriyorumdur.''
Sayfa 140 - Doğan Kitap, Nisan 2022, 21. Baskı
“…Tıraştan tıraşa yüzüne bak unut yaşını koru kendini bitten bir de bahar akşamlarından bir de ekmeği son lokmasına dek yemeyi bir de ağız dolusu gülmeyi unutma hiçbir zaman. Bir de kim bilir sevdiğin kadın seni sevmez olur ufak iş deme yemyeşil bir dal kırılmış gibi gelir içerdeki adama…”
Sayfa 933 - Yapı Kredi Yayınları, 19. Baskı (2021)
''- Ya içmediğin zamanlar? - O zaman ararım. - Hep arayacaksın sen. Ya resim, ya kitap... - Tutamak meselesi. İnsanın bir tutamağı olmalı. - Anlamadım. - Tutamak meselesi dedim. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yüyür gibiyiz. Tutanacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramwaydaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. Herkesin, 'Veli ağanın öküzleri gibi öküz yoktur.' demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben, toplumdaki değerlerin iki yüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimizi, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!''
Sayfa 219 - Bilgi Yayınevi, İkinci Basım Aralık 1974Kitabı okudu
" "Artık buraya gelmeyecek misin yani?" "Gelmeme niyetindeyim. Acı veriyor çünkü." J güldü. "Bir ara yine görüşelim." "Sonraki karşılaşmamızda birbirimizi tanımayabiliriz." "Kokundan tanırım." "
Sayfa 136 - Doğan Kitap, Birinci Baskı Kasım 2020Kitabı okudu
“Bir mevsim kapıyı açıp çıkıp giderken diğer mevsim bir başka kapıdan içeri girmişti. Kapıyı açıp da, Hey, bekle biraz, söylemeyi unuttuğum bir şey var, diye bağırsan da seni duyacak kimse yok. Artık kimse yok. Kapıyı kapatıp döndüğünde odanın içinde diğer mevsimi görüyorsun, sandalyeye oturmuş, kibriti çakıp sigarasını yakıyor. Unuttuğun bir şey varsa bana söyleyebilirsin, diyor, işler yolunda giderse ben ona iletirim söylediğini. Hayır, gerek yok diyorsun sen de, önemli değil zaten. Etrafta sadece rüzgarın sesi duyuluyor. Önemli bir şey değil. Bir mevsim öldü sadece.”
Sayfa 34 - Doğan Kitap, Birinci Baskı Kasım 2020Kitabı okudu
Reklam
“Geriye dönüp bakınca ölüm, o geniş arazinin altına kök salmıştı. Fare arada bir kız arkadaşının elini tutar, mezarlığın güzelce düzenlenmiş çakıltaşlı yolunda gezinirdi. Üzerinde her birinin ismi ve yaşadığı yıllar yazan, her birinin geçmişteki yaşamlarını sırtlanmış mezar taşları, botanik bahçesindeki çalılar gibi arada boşluklar bırakarak göz alabildiğine uzanıyordu. Ölüler için ne mırıldanan rüzgar, ne koku ne de karanlığa doğru ilerlemelerini sağlayacak duyargalar vardı. Hepsi de zamanı unutmuş ağaçlar gibi görünüyorlardı. Ne düşünceleri vardı ne de onları taşıyan sözcükler. Bunları yaşayanlara bırakmışlardı. Fare ve kız ormanlığa dönüp birbirlerine sımsıkı sarıldılar. Denizden gelen tuzlu rüzgar, ağaçların yapraklarının kokusu, çimlerdeki cırcırböcekleri, yaşamayı sürdürenlerin dünyasının acısı çökmüştü etrafa.”
Sayfa 69 - Doğan Kitap, Birinci Baskı Kasım 2020Kitabı okudu
“Bir gün gelir ve yüreğimizi bir şey ele geçirir. Bunu yapan herhangi bir şey olabilir; hatta küçük bir şey de olabilir. Bir gülün tomurcuğu, kaybettiğimiz şapka, çocukken sevdiğimiz bir kazak, eski bir Gene Pitney plağı… Artık gidecek bir yeri kalmamış mütevazı şeylerin listesi. O şeyi iki üç gün yüreğimizde hissederiz, sonra eski yerine döner… Karanlığa. Yüreklerimizde hep bir kuyu vardır. Ve o kuyunun üzerinde kuşlar uçar.”
Sayfa 89 - Doğan Kitap, Birinci Baskı Kasım 2020Kitabı okudu
''Birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi.''
Sayfa 9 - Bilgi Yayınevi, İkinci Basım Aralık 1974Kitabı okudu