“Uyandırıldığım zaman tanyeri ağarıyordu. Kasabaya, babamın içgüveysi girdiği zengin evine doğru yol alırken taze manda sütünün kokusu sıcak buharı, hala sabah sisiyle ürpermiş, yüzümün üstünde, hala ihtiyar kadının dudakları alnımda, hala kardeşim Emin’in kalın parmakları parmaklarımın içinde sabittiler.
Bu hissi uzun müddet, alaminüt fotoğrafçıların çıkarttığı kartlar gibi muhafaza ettim. Sonra sarardılar, belirsizleştiler.”
Sayfa 37 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, IV. Basım Haziran 2015, İstanbul. Babamın İkinci Evi HikayesiKitabı okuyor