Herkes ne kadar aldırışsız ve rahat bir üslup benimsemişti, hayatı bir balo salonu zannedercesine salınıyorlardı! Karşılaştığım gözlerde ne bir hüzün belirtisi ne de omuzlarda bir yük vardı. Bu şen şakrak ruhlarda bulanık düşüncelerden, yahut ufacık gizli saklı acılardan eser yoktu sanki. Ve bu insanların arasında yürüyen genç ve çiçeği burnunda ben, saadetin ne olduğunu çoktan unutmuştum.