Bu başka bir alemdi.Ruhlari çeken sürükleyen bir alem.Bana öyle gelirdi ki,bu dönüşler,bu devran içinde bu sofa,sanki bu dünyadan kopardı.Bu topraktan kurtulurdu.Sanki yıldızların ebedi devranı içine karışirdi.Nurdan bir küre gibi done döne sonsuzluklara doğru uçar giderdi.
Fakat Selimiye'de insan kudreti,şu taş denilen ağır maddeyi,öyle kusursuz bir tenasüp içinde,öylesine bir araya getirerek yükseltmiştir ki,bu yükseliş bir hayal eseri kadar güzeldir.
Selimiye azametli olmaktan ziyade güzeldir.İnsana ruhani duygulardan ziyade hayranlık verir.Ruhta da sükun ve teslimiyet uyandırır.Kalbe muvazene ve huzur getirir.İnsan onunla,bir insan eseri olduğu için ovunebilir ve bir eşinin daha yapılabileceğine her nedense ihtimal vermek istemez.
Dünya varlığı,ebedi hayatın kısa bir gecidi sayılırdı.Bunu,büyük küçük herkes böyle bilirdi."Fanî dünya,bir misafirhanedir" tekerlemesi bizim mahallede,büyük küçük herkesin dilinde,sık sık tekrarlanırdi.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v)şöyle dua ederdi:
"Allah'ım,ahirete mani olan dünyadan,ölümün iyiliğine engel olan hayattan,ve amelin hayrına mani olan emelden sana sığınırım."