İnsanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı yoktur. Bana zaten bu ikisi birlikte pek olmuyor gibi geliyor. Gerçekten akıllı bir adama bakıyorsun, hiç de iyi biri olmadığını görüyorsun.
Toprak, biz insanlar için, sudan hem gerçek hem de mecazi anlamıyla daha az şeffaftır. Okyanus zemini hakkında ayın yüzeyinden daha az şey bildiğimiz doğru iken, topraktaki yaşam hakkında daha bile az şey bilmekteyiz.
Hemen defterime not aldım ve sayfaları arasına defne yaprakları yerleştirdim. Annem bozulacağından sakındığı ne varsa böyle yapardı. Ben de anılar hep tâze kalsın, ilk günkü tadını taşısın istiyordum.
Aslında biz bu yaşamın güzel olduğunu düşünmüyorduk bile artık; o kadar alışmıştık ki, yaşayıp gidiyorduk işte. İnsan her gün gördüğü denizin, evinin önündeki kayanın üstüne konan martının güzel olduğunu düşünmez. İki tarafı ağaçlıklı toprak yoldan yürürken, tepede buluşup birbirine girmiş olan dalların nasıl bir gölgelik yarattığını, akşamsefalarının bir mucize gibi birden açıverdiği bahçelerdeki alçak sesli sohbetleri, bazı evlerden belli belirsiz duyulan aşk fısıltılarını da. Bunları sadece yaşar.