Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gülsüm

Gülsüm
@UmmuGulsumAltay
Kars
Digor, 9 Eylül
9 okur puanı
Mayıs 2023 tarihinde katıldı
Bu nasıl botel (demet)? Uzaktan güneş gibi görünüyor; gözleri kamaştırıyor yakından ay gibi parlıyor, insanın baktıkça bakacağı geliyor! Ne kadar poetik(şiirsel) bir botel(demet). Ya o konversasyonun(konuşma) güzelliği! Mimar teres ti (yeryüzü aynası); o flaş parter, ire bel komperazon pür ön pöti lak ... Setrejoli! İngiltere pırlantası!
Reklam
Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikâyesi.
Kuşları boğdular, çimenleri söktüler, yollar çamur içinde kaldı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Seneler var ki kuşlar gelmiyor. Daha doğrusu ben göremiyorum. Güzün o güzel günlerini penceremden görür görmez, Konstantin Efendi'nin bulunabileceği sırtları hesaplayarak yollara çıkıyorum. Bir kuş cıvıltısı duysam kanım donuyor, yüreğim atmıyor. Halbuki sonbahar kocayemişleri, beyaz esmer bulutları, yakmayan güneşi, durgun maviliği, bil yeşiliyle kuşlarla beraber olunca insana sulh, şiir, şair, edebiyat, resim, musiki, mesut insanlara dolu anlaşılmış, sevişmiş, açsız, hırssız bir dünya düşündürüyor. Her memlekette kira çıkan her insan, kuş sesleriyle böyle düşünecektir.
Vaktiyle bu Ada'ya bu zamanda kuşlar uğrardı. Cıvıl cıvıl öterlerdi. Küme küme bir ağaçtan ötekine konarlardı.
Reklam
"Oysa biz yalanı bile kendimiz kıvıramayız! Bana bir yalan söyle,ama bu yalan senin olsun,senin uydurduğun bir şey olsun, alnından öpeyim! Kendine ait bir yalan, başkalarına ait gerçekleri tekrarlatmaktan belki de daha iyidir. Birincisinde sen bir insansın,ikincisinde ise bir papağan! Biz şimdi neyiz? Biz şimdi, ayrıcalıksız hepimiz,bilimde, gelişmede, düşüncede, buluşta, ülküde,istekte, liberalizmde, akılda, tecrübede,her şeyde,her şeyde,her şeyde daha kolej hazırlık sınıfındayız! Başkalarının aklıyla yetinmek hoşlarına gidiyor, alışmışlar bir kez!"
"Bence, gerçekten büyük insanlar, büyük acılar çekmek zorundadırlar."
"Kocakarı meselesi çok saçma! Evet,belki bir hataydı bu,ama sorun kocakarı sorunu değil! Kocakarı yalnızca bir hastalıktı... Ben onu bir an önce aşıp gelmek istedim. Ben bir insan öldürmedim,bir ilkeyi öldürdüm! Evet, bir ilkeyi öldürdüm,ama üstünden aşıp ötesine geçemedim,bu yanda kaldım... Yalnızca adam öldürmeyi becerebildim. Hatta, anlaşılan bunu bile beceremedim..."
"Sorularınızın kabalığına gücenmediğim için mi? Öyle, değil mi? Ne diye güceneyim ki?-Sonra, insanı şaşırtan bir saflıkla ve dalgın dalgın sürdürdü sözlerini. -Siz nasıl sorduysanız,ben de öyle yanıt verdim."
"Ben hayaletlerin yalnızca hastalara göründüğüne katılıyorum;ama bu, hayaletlerin başkalarına değil de yalnızca hastalara göründüğünü kanıtlar,yoksa onların hiç olmadıklarını değil. ... Bir başka dünyanın olabilirliği kendini duyurmaya başlar; hastalık artıkça öteki dünya ile yakınlık da artar. Daha iç açıcı,daha insaflı bir biçimde düşünemez miydiniz bunu?-diye bağırdı Raskolnikov; hastalıklı bir bağırıştı bu."
Reklam
" - Ya onlar ne olacak?- diye sordu. Raskolnikov şaşırarak baktı ona. Kızın bir anlık bakışından her şeyi anlamıştı. Demek ki,bunu gerçekten düşünmüştü Sonya. Umutsuzluğa düştüğü anlarda,her şeye son vermeyi kim bilir kaç kez düşünmüştü!... Bunda çok da ciddi olduğu belliydi. Çünkü şu anda Raskolnikov'un önerisine hiç şaşırmamıştı. Hatta sözlerindeki acımasızlığı bile fark etmemişti.(Serzenişlerinin anlamını,içinde bulunduğu ayıba nasıl bambaşka bir gözle baktığını da fark etmemişti Sonya,bunu açıkça görüyordu Raskolnikov.) Böyle onursuz, böyle yüzkarası bir yaşam sürmenin ona,hem de ne zamandır ne dayanılmaz acılar çektirdiğini şu anda çok iyi anlıyordu. Onu bunca zamandır hayatına son vermek kararından alıkoyan şeyin ne olabileceğini düşündü. Ve o zaman şu zavallı yetimciklerin ve kafasını duvarlara çarpan şu verimli, yarı deli bir kadının,Katerina İvanova'nın,onun için nasıl bir anlam taşıdıklarını daha iyi anladı."
Böylece, demek oluyor ki, ek bir çaba göstermenize gerek yok, biz zaten sizin elinizdeyiz.
Kendine, sözü geçerliğine, kurbanlarının umarsızlığına fazla güvenmişti. Olanlara hâlâ inanamıyordu. Rengi gitmiş, dudakları titremeye başlamıştı.
Uşak küreği aldı, tam Phom'a göre bir mezar kazdı: Üç arşınlık toprak parçası yetti Phom'a.
İnsan'a çok toprak gerekir mi?Kitabı okudu
" Küçük çocuklar gibi olmazsanız, Göklerin Egemenliği'ne asla göremezsiniz."(Matta 18:3. bap)
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.