Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hamit OKUŞ

Hamit OKUŞ
@UmutluDizeler
Ne olmak istiyorsun? Hoca,alim,yazar? diye sordu bana. Hayır diye sözünü kestim, ben dengbej olmak istiyorum. Dengbej…diyerek sözümü kart sesiyle tekrarladı…dengbej ve kitaplar… Peki eğer dengbej olmak istiyorsan, kitaplarla ne yapacaksın? Kitapların sesini duymak istiyorum, kitapların sesinin sayısız olduğunu biliyorum, o sayfaların arasında her çeşit ses var.
Sayfa 109
Reklam
Aydınlık bir bayram günü başlangıcının verdiği bahtiyarlıktan daha güzel bir şey yoktur dünyada, eğer kapının eşiğinde umut, yürekte de aşk varsa.
Sayfa 66
Siz istediniz, ben de anlatacağım. Kandili yakın ve unutulmuşların sesine kulak verin öyleyse. Eğer anlatacaklarım sizi korkutmazda beni sonuna kadar dinlerseniz, her şeyden önce şunu belirtmeliyim ki, şimdi dinleyecekleriniz, unutulmuşların anlatısıdır. Şimdi duyacağınız ses, zamanında unutulmuş insanların sesi, kendisi de unutulmuş bir insanın sesidir.
Sayfa 13

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İhtiyacımız olan, doğayı insanoğlunun aleyhine döndüren şirketleşmiş iktidarı silahsızlandıracak hukuk ve teknolojinin özgürleşmesine yönelik olarak kamunun sürekli talepte bulunmasıdır.
Sayfa 114Kitabı okudu
Geleceği düşlerken geçmişin acılarını taşımanın ne gereği var? Ne zaman anda yaşayacağız?
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Gerçek adalet, her hatanın bedelini bir kez ödetir. Gerçek adaletsizlik, her hatanın bedelini tekrar tekrar ödetir.
Üretken zaman, benim için, geriye dönüp bakıldığında mutlu zamandır.
Sayfa 202Kitabı okudu
Bir Hazin Uzaklık
Çocukların uçurtmalarına benziyorsun Biliyor musun… Rüzgârı hiç dinmeyen bir mavilikte Güneşli sular gibi gülümsüyor yüzün. Ve ben çok aşağılarda Katı ülkesinde toprağın Tutulmuş heyecanına Titreyerek izliyorum süzülüşünü…
Sayfa 188Kitabı okudu
Çok Değil Ki
Bin uzun güz geçmişti bin uzun hüzün Sevgi denilen o ilk yazın üzerinden Yaşamak eski sevincini çoktan yitirmişti. Düşsün istemiştim yüzünün sabahından Ömrümün akşamına bir düş inceliğinde Öpüşün, dudağında çiçeklenen çiy taneleri. Çok değil ki, çok değil ki diz çöküp Göğsünün köpüren pınarlarından İçeyim istemiştim hayatın can suyunu Ağzının pembe ufuklarında soluklanarak. Bir dem barışık olsun can ile ten demiştim Bir dem iliklerimde duyayım yaşamayı Uyumun mutluluğunu sen de duyarak
Çok Değil Ki
Bir uzun yürüyüş düşlemiştim Avuçlarının ince çizgilerinde Öperek ürkek gülümsemeni usulca. Dünya tepeden tırnağa sen Buğulansın istemiştim ılık nefesinle İçimin buzları camları. Rüzgârda titreyen dallar misali -Bilsen unutmuşum nicedir- Ürpersin tüylerim tel tel her değdikçe Savrulan saçların solgun tenime. Çok değil ki, kırılsın acının ayazı Mutsuzluk dinsin biraz demiştim.
Reklam
Herkesin gerçeği kendine acı Herkesin acısı kendine biricik
Buzlar kadar el değmedik, karlar gibi temiz de olsan çamur atılmaktan kurtulamayacaksın.
Kim dayanabilir zamanın kırbacına? Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine, Sevginin kepaze edilmesine, Kanunların bu kadar yavaş Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine. Kötülere kul olmasına iyi insanın Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken,
Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu! Düşüncemizin katlanması mı güzel, Zalim kaderin yumruklarına, oklarına, Yoksa diretip bela denizlerine karşı Dur, yeter! demesi mi?
HAMLET Çabuk gel ey gece! Sende uslu dur ruhum geceye dek! Kötü işler gömülse de yerin dibine Çıkar bir gün insanların gözü önüne.
242 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.