Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Onurcan

Onurcan
@Unuttu
Müzisyen
Lisans
Kırşehir
7 Ocak
5 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
"Özgür mü diyorsun kendine? Sana hükmeden düşünceni anlat, duymak isterim" diyor ve ekliyor; "Bazı sırlar vardır, yalnız dostlara anlatılacak. Bazı sırlar vardır, dostlara bile anlatılmayacak. Bazı sırlar vardır, kendimize bile açıklanmayacak!”
Reklam
İnsan bazen en imkansız, en çılgın düşünceye, sanki bir şeyler olacakmışçasına öyle bir inanır ki, gerçek olması için olmadık fikirler geçer aklından
Böylece, Tanrı'nın şeytana içini dökmesinden insan doğdu. Böylece, ışığın karanlığı delmesinden ve döllenmesinden sen doğdun. Böylece sen loş oldun. Bazen aydınlandığını bazen de karardığını sandın. Ancak hangisinin sen olduğuna karar veremedin. Ne kötüsün ne de iyi. Her şeyi düşünebilir, her şeyi hayal edebilir, ancak sadece seçtiklerini gerçekleştirebilirsin. Düşünce şeytandan, davranış Tanrı'dandır. Hangi düşüncenin davranışa dönüşeceğine karar verense insandır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İyilik, ilk öğretilendi. Ancak gerçek değildi. Yaratılması olanaksız eserler gibi, iyilik de bilinen boyutlar dahilinde var olamayacak kadar hayaliydi. Ancak bir yerlerde iyiliğin olduğuna inanan ve defalarca hayal kırıklığına uğramaktan mahvolmuş olan insanların yersiz çabaları, kendilerinini tanımalarını engelliyordu. Savaşlar, ihanetler ve yalanlar insana aitti.
Sayfa 151Kitabı okudu
Benim, varım, düşünüyorum öyleyse varım. Varım çünkü düşünüyorum, peki niçin düşünüyorum? Düşünmek istemiyorum artık;var olmak istemediğimi düşündüğüm için varım, düşünüyorum... Çünkü... Offf.
Reklam
Karanlığın kalbi
Şimdi düşünüyorum, kaç yıl sonra, alkol, sigaralık, kubar, extacy, kokan, amfetamin, roj, taş, çakmak gazı, bonzai ya da edebiyat fark etmez, ne kadar yitik, umutsuz ve unutulmuş olduğunuz da farketmez, hayatınızın hangi döneminde olduğunuz da fark etmez, hepsi geçer, hepsi biter, hepsinin kafası siktirip gider, karanlığın kalbiyse her zaman orada kalır, atmaya devam eder, duyması gerekenler için. İçimden öyle geldi o gece, falezlerin ucunda, ulur gibi, acıyla havladım birkaç sefer, sonra baktım birileri yaklaşıyor, hemen sustum.
Aklının korunması için Tanrı'ya ilk yalvaran insanın dileği yerine getirildi. O günden bu yana insanın aklı, Tanrı tarafından korundu. Belki bir kasada, belki de bir cennette. Çünkü aklın, insan bedeninden kaçabileceği beş delik ve akıl yoksunu bedende delilik vardı. Akıl, insandan korundu. İnsan, beş duyulu bir hayvan oldu. Bedeni ölümlü, aklı korunan bir hayvan. Tanrı'nın insan olarak doğacağı güne kadar böyle sürecek. Aklı, insanla öldüğü gün öpülecek.
Sayfa 120 - Tanrı ve akılKitabı okudu
İyilik et onlara!
Bence insan, yakınlarını sevmek olanaksızlığıyla birlikte doğar. Ta baştan bir yanlışlık var burada. 'İnsanlığı sevmek', derken buradaki insanlık sözcüğünden kişinin gönlünde kendisi için yarattığı, bu nedenle de gerçekte hiç bir zaman olmayacak insanlığı anlamalıyız. İnsanları oldukları gibi sevmek olanaksızdır. Olmaz öyle bir şey. Ama sevmek de gerekir. Bunun için duygularına gem vurarak, burnunu tıkayarak, gözlerini kapayarak (ki bu sonuncusu zorunludur) iyilik et onlara.
Sayfa 252 - VersilovKitabı okudu
Unuttum mu diye sorma!
Unutmak kelimesi undan çıkmış. Bildiğimiz un yani, hamur işi, öyleymiş. Unutmak için un ufak etmek gerekiyormuş. Birini bütün olarak unutamazmışsın zaten, öyle pat diye unutamazmışsın. Öyle yavaş yavaş gidermiş, yavaş yavaş unuturmuşsun. Gözleri, kaşı, burnu ile kulağı, sesini yavaş yavaş. Unuttuğun zaman da o kişi olmazmış. Hatırlamazmış. Sonra unuttuğunu unuturmuş...
Ne olacak?
"Yoksa herşeyi oluruna mı bıraksam, yine dostmuşuz gibi mi yapsam? Ne olacak? Bir yararı olmaz ki! Kendim değilmişim gibi davransam... Her şeye boş versem; ben değilim ki bu gördüğünüz, hepsi o kadar.