Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nihal Uyumaz

Nihal Uyumaz
@UyumayanGuzel
Doktora
Ankara
28 okur puanı
Şubat 2024 tarihinde katıldı
Değil mi ki yaşam, bir yerde ölümle yani yoklukla sonuçlanıyor, öyleyse nedir bu didinip durma, bu yedim-içtim, aldım-verdim, benim-senin kavgasının anlamı?
Reklam
Gerçek cesaret, korkmana rağmen tehlikeye göğüs gerebilmektir.
Korkak Aslan gülüp şöyle dedi: "Hep çok büyük ve korkunç olduğumu düşünürdüm; ama küçücük çiçekler beni öldürmek üzereyken ufacık fareler hayatımı kurtarmış. Bütün bunlar ne kadar garip!"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Teneke Adam'ın hikayesi Dorothy ve Korkuluk'un çok ilgisini çekmiş, onun neden bir kalp istediğini anlamışlardı. "Ne olursa olsun" dedi Korkuluk "ben kalp değil beyin istemeliyim; çünkü aptal biri kalbi olsa bile onunla ne yapacağını bilemez" "Ben kalp almalıyım" diye karşılık verdi Teneke Adam, "çünkü beyin insanı mutlu etmez, oysa mutluluk dünyadaki en güzel şeydir."
"Adım Dorothy" dedi kız "ve büyük Oz'dan beni yeniden Kansas'a göndermesini rica etmek için Zümrüt Şehri'ne gidiyorum" "Zümrüt Şehri nerede?" diye sordu Korkuluk. "Ve tabii Oz kim?" "Yoksa bilmiyor musun?" diye karşılık verdi kız, şaşkınlıkla. "Hayır sahiden hiçbir şey bilmiyorum. Gördüğün gibi içim saman dolu, bu yüzden beynim yok" diye cevap verdi Korkuluk üzüntüyle.
Reklam
Willy: Aklın alıyor mu? Ona adını ben verdim. Ona Howard adını ben verdim. Charley: Willy, ne zaman bu tip şeylerin o insanlar için hiçbir şey ifade etmediğini anlayacaksın? Ona ismini sen verdin ama bunu satamazsın. Bu dünyada sahip olduğun tek şey satabildiğin şeydir. Komik olan şey, sen bir satıcısın ve bunu bilmiyorsun.
Milletimizi bilmez değilsiniz a. Epmek virme, su virme, gaz, şeker, giyim kuşam virme, yeter ki dinlerinden diyanetlerinden geri koma.
Bazı şeyler hiç değişmiyor sanırım..
Halkımıza kahve verme, şeker verme, gaz verme, hatta ekmek verme zarar yok... Yeter ki ibadethanelerini onar, radyolarında mevlüdünü, ardından da gümrah sesli duahanlarının kalpleri dalgalandıran seslerini eksik etme!
Bazı şeyler hiç değişmiyor sanırım..
Beyefendiler beyefendisi, Atatürk'ten daha büyük Türk, karısının da bulunduğu bir mecliste bir gece kafayı çekip çekip "Arkadaşlar, her ne pahasına olursa olsun, iktidardan düşmeyeceğiz. Hak, hukuk, adalet, demokrasi boş laflar. Muhalefetin ak dediğine kara, kara dediğine ak diyeceğiz. Muhalefet batıl mı dedi? İrtica mı dedi? Biz onların burunladığı her şey gibi bunlara da dört elle sarılıp, halkın hoşuna gitmekten çekinmeyeceğiz. Bizi biz yapan halktır, muhalefet değil. İktidar onların eline yeniden geçse, vallahi tozumuzu attırırlar. Onun için, bizden olmayan herkesi kendimize can düşmanı bileceğiz, vuracağız, kıracağız, yakıp yıkacağız. Ta ki akıllarını başlarına alıp ya bizimle birleşirler ya da mahvolup giderler. Başka çaremiz yok. Vaktiyle onların bize kullandıkları silahı şimdi biz onlara karşı, onlardan da ileri giderek, zerrece acımadan, gözümüzü kırpmadan kullanacağız!"