Depremin merkezi Kahramanmaraş’tan bir afetzede olarak yapılan yardımları,fedakarlıkları,dayanışmayı..Biz de unutmadık..
Kamyonuna iş makinesini yükleyip 13 saatlik yolu 9 saatte gelen o yurdum insanını mesela..
2 lise öğrencisini..Onlara ne zaman döneceksiniz dediklerinde bu insanlar evlerine girene kadar dönmeyeceğiz demişlerdi..
Evimizden, memleketimizden ayrılmak zorunda kaldığımızda yolda giderken nerdeyse kilometre başına sıcak çorba, sıcak çay ikram etmek etmek için bizi zorla durduran o yurdum insanlarını.. Beni en çok o insanların gece yarısı yollarda yaptığı sıcak çorba ikramı etkilemişti.. Ve nicesi..
Bizde unutmadık..
İyi ki vardınız… Minnetle…
İnsanlar şehir gibiydi. Bazı kötü yönleri var diye bütün şehirden nefret etmezdiniz. Sevmediğiniz yanları, birkaç tane tehlikeli ara sokağı ve mahallesi olabilirdi ama bir şehri yaşanır kılan şey iyi yönleriydi.
Bir tatlı söz ve (bir kusuru) bağışlama, peşinden eziyet (ve mihnet) gelen sadakadan daha hayırlıdır.Allah Ganî’dir (bu tür sadakalara ihtiyacı yoktur),Halîm’dir (Cezalandırmayı ihmal etmez ancak mühlet verir).
(Bakara/263)
Bilgi çok zor elde ediliyordu. İlim ilim ilmek gerekiyordu. Anladım ki ilmekler atıldıktan sonra bilginin bir de yumuşak huy ile desteklenmesi lazımmış. Ancak o vakit bilgi ile doğruya yol görünür, yumuşaklık ile insanlara katlanılırmış.