İçimizde hala insana değer vermeyi bilmeyenler var.Bu konu üzerinde saatlerce belki günler, haftalarca konuşulması gereken bir konu..
Birçoğumuz hala kalabalıklar arasından geçerken birine zarar vermeden de geçilebileneceğinin farkında değil maalesef.
Özür dilemeyi alçaklık , gönül almayı da eziklik gibi görüyorlar hala...
Önce birbirimizi anlamayı ve kusursuz olunamayacağını öğrenmemiz gerek...İnsanları oldukları gibi kabul etmeyi tanısak ve tanımasak dahi saygı çerçevesi içerisinde konuşabilmeyi öğrenmemiz...
Bunlar çok zor şeyler değil , nefes alıp veriyoruz zaman geçiyor.Nasıl kolay kalp kırıyorsak bir o kadar tamiri mümkün aslında.
İkinci bir yol da var tabii hiç kırmamayı denemek , hiç kimseye zararı dokunmadan bu dünyadan göçüp gitmeyi denemek?
...
Zamanımız çok kısa , sevdiklerimiz gözlerimizin önünden geçip gidiyorlar..Hatta gündemimizdeki şeyleri ele alacak olursak onları son yolculuklarında dahi görememe şansımız var.
Evet haklısınız , Dünya’nın sezon finalindeyiz.
Ama kimse size bu dünyanın sonsuz süreceğini söylemedi.
Ne bu rehavet?
Her şeye bireysellik getir. Taklit etmek, hayatı ıskalamaktır. Taklitçi olmak nevrotik olmaktır. Bu dünyada aklı başında olmanın tek yolu, bireysel, özgün olmaktır. Kendine özgü ol.
Amerika’daki Evancelist (sahte) rahipler televizyondan covid-19’u lanetleyip bağırarak ayin yaptılar..
Düşünüyorum da bu Müslüman bir devlette olsa ne kadar gericisiniz diye içimizdeki bazıları ayaklanır...
Sizce ?
Ehl-i diller arasında aradım kıldım talep
Her hüner makbul imiş, illa edep, illa edep
Unutmayalım; edebini yitirmiş bir insan, toplum bünyesinde tehlikeli bir virüstür.
“Zaten evli kadınların babaları anneleri var mıdır ? Tüm varlıkları ile kocalarına aittirler.İtiraf edeyim ki mutlu olmasam da huzurlu yaşardım.
İffetli yalnızlığımda biraz olsun gücümü toparlardım...”