Ahkam kesmek milli ve kronik hastalığımız; yurdumuzda kavun karpuz kesmekten daha rahat yapılan, herkesin oturduğu yerde doktor, avukat, psikolog, hatta etimolog olabildiği hastalık. Allah şifalarını versin!
Üzülünce "çıt" diye bir ses çıkardı eskiden, artık çıkmıyor. Sessizce oluyor, çünkü kütükler üzülmez. Üzülenler sadece incecik dallardır ve üzülmek fiili tüm senfonik müziklerden etkilidir.
Gönül kırıklıklarına damak tadını karıştıran nadir dillerden biridir Türkçe. Aksi halde acı sözcüğü, ağzı yakan tat duyusundan "üzücü,incitici" anlamında genişleyebilir miydi? Bir öğün de olsa yaşamayı sürdürmek için yediğimiz yemeğin çeşnisi gibi görmüşüz acıyı.
Dil; şükür ve övgü içindir. Allah'ı bilen, gıybetten çeksin dilini. Kulak, Kur'an ve nasihat dinlemek içindir. İftira ve bâtıl sözlere karşı tıka onları. Gözler, Allah’ın kudretini görmek içindir. Kardeşinin, dostunun ayıplarına karşı yum şunları.
Mademki o, seni temiz surette yarattı, sen de idrakinle temiz kalmaya gayret et. Toprağa kirli girmek ayıptır. Aynayı tozlu bırakma hiçbir zaman. Paslanınca, cilâ götürmez zira.
İnsanın içi; gıda, zikir ve nefes yeridir. Sen onu sırf ekmek teknesi mi sandın? Hırsla kaplı olan yere, Allah'ın zikri sığmaz. Bırak zikri, nefes bile orada zar zor barınır.