Batı tekniğini besleyen olağan bilim anlayışı, kavramayı reddeder, algılamayı seçer. Algıda devre benim duyu organlarımla nesne arasında kapandığı halde, kavrayışta ben gerek duyu organlarımın gerekse aklımın işleyiş tarzından yükselerek düşündürüldüm. Bu tarz zihin faaliyeti, Batılı bilim adamlarında uygulamaya dönük olmayan ve sadece "bilmek için bilmek" kaygusunun yaşadığı zamanlarda egemen olabilmiştir.