Çok yoğun ve okuması güç bir kitap.Bazı yerlerde zorlanmamızın sebebi idrak edemememiz değil aslında bilinçaltında
kabul etmek istemediğimiz bazı şeylerin varlığını idrak etmemiz.
Çürümenin KitabıEmil Michel Cioran · Metis Yayınları · 202110,3bin okunma
Bu kısa hikayeye bu kadar büyük hisler sığdırabilen
Zweig kitabı okurken yaşlı adamla beraber kalbinizin çöktüğünü hissedebiliyorsunuz. Kitabın son cümlesi de zaten kitabı özetler nitelikte.
Kafka'nin sevdiği kadın
Milena'ya 3 yıla yakın sürede nerdeyse her gün yazdığı mektuplardan oluşan kitap. Gerçek aşkın nasıl olduğunu , sevgiyi hissetmenin uzaktan da mümkün olabileceğini gösteren biraz uzun fakat gayet derin anlamlı Kafka mektupları. Açıklamalı parantezlerle dolu olması okurken biraz yoruyor. Bir anda oturup bitirmeden ara ara gerçekten mektup alır gibi açıp okuyabilirsiniz.Ben böyle yaptım, keyif aldım.
Uyutmak için değil uyandırmak için yazılan bu eseri okudukça günümüzle çok çabuk bağdaştırabiliyorsunuz. Her okuyanın eminim farklı fikirleri oluşuyor çünkü çok fazla konuya cuk oturan benzetimler var. Irkçılık, sömürgecilik, asimilasyon, cinsiyetçilik, çıkar çatışmaları, global sorunlar ve hatta aile içi sorunlar…
Okudukça modern çağın köleleştirme yöntemlerinin içinde sürüklendiğinizi de fark ediyorsunuz. Örneğin üç kuruş para alabilmek için uykunuzu bölüp sabahleyin binlerce insanın yollara döküldüğü saatlerde söverken aklınıza kitaptaki şu söz geliyor: “Biz çalışıp yoksul olacağız, onlar yan gelip yatacak, zengin olacaklar.” Çevrenizin ve hatta seçtiklerinizin şükürcü tavsiyelerini dinlerken filler sultanının ayağını kaybeden karıncaya ”Ya kolunu da kaybetseydin.”demesini hatırlıyorsunuz.
Kısaca herkeste mutlaka birçok konuda ışık yaktıracak bir kitap. Her döneme ve her çevreye uyan bu evrensel kitabın alıntısıyla bitireyim: "Ama bilmeliydiniz ki haklı azınlık, haksız çoğunluktan daha güçlüdür."
Haklı azınlığın uyanması umuduyla…
Biliyorum ,onların işi doğumlarından ölümlerine kadar kendilerinden ,ölümden, gerçeklerden kaçmak .Ve bu kaçıştan dolayı önlerine ne gelirse yok etmek...
Hayat efsaneyi mi tekrar eder yoksa efsane dedigimiz sey aslinda kader midir?
Oidipus, Sührab ve Enver birer efsane kahramanı mıydı yoksa kaderlerini yaşayan sıradan insanoğlu mu?