başını masaya dayamak, hareketsiz yatıp dinlenmek istiyordu.ama onun ihtiyaç duyduğu türden dinlenme var olan birşey değildi. uykudan daha derin, hiç yaşamamış olmanın dinlenmesiydi. bu istek onu rahatsız ediyordu; çünkü kafasını çatlatan ağrının bunun tam tersine işaret ettiğini, hareket istediğini biliyordu."
"bir misafirliğe gitsem
bana temiz bir yatak yapsalar
her şeyi, adımı bile unutup
uyusam…
kalktığımda yatağım hâlâ lavanta koksa
kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar
nerde olduğumu hatırlamasam
hatta adımı bile unutsam…”
melih cevdet anday
serüvene koşmak için trenler bekliyorsan,
yarına inanmak için gün batımına,
iyi kalpli görünmek için zayıflığa,
ve güçlü görünmek için öfkeye ihtiyacın varsa,
demek ki hiçbir şey anlamadın.
[bertolt brecht]
boğazımda düğümlenen koca bir halat. düğümlü, boşluğa salınıyor... salınıyor... salınıyor... ve havaya sürtündüğü yerde çıkarttığı tek bir dize var;
"ey tiksinç aydınlık! kusuluyor senin için, bil!"