Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Yunus
Yunus
@YunusK
94 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
Yokuslu'ya Gidemezsin Hemserim
Melek Hanim ah Melek Hanim, Posta Muduru Remzi Bey'in karsisinda hep bir mahcubiyet duydugu yoldasi, her haliyle Anadolu kadini on parmaginda on marifet velinimeti, daha dunku tazeligiyle kordugu askinin masugu.
Posta Muduru Remzi Bey'in tayinin "Yokuslu" kasabasina cikmas ile iki kumrunun sonu bilinmeyen yolculugu baslayiveriyor. Ha bi de kedicikleri var bir gozu sari bir gozu mavi. Onlarin tayini nereye kedicik de tahta kafesinde oraya :)
Ayak kokusu, kedi cisi ve yorgun bedenlerin kokulari arasinda 3 gunluk bir tren eziyeti son bulur da istasyondaki "Laz Istasyon Sefi Sadrettin" i bulmak pek kolay olmaz tabi...
Neyse o da gelince caylar icilir hem de ne cay, seylan cayi, guzel aromali kokulu kacak caylardan demlenmis nefis buram buram tuten caylar.
Sadrettin Bey Remzi Bey'in Yokuslu'nun yeni tayin olan Posta Muduru oldugunu ogrenir ve oranin bir felaketle basinin dertte oldugunu soyler ve oraya gitmemeleri icin pek bir dil doker ama nafile Remzi Bey gidip gorecektir. Iste boyle baslar macera...
Otobus soforleri kasabaya giden yol sapaginda indiriverir Remzi Bey ve Melek Hanimi, onlar da bir vasita gelir umidiyle bir ceviz agacinin altini mesken tutarlar, derken derler sahibi, derdini Ankaralara iletmesi icin Remzi Bey'e dil dokecek olan ama bir turlu derdini anlatamayan Yanikoglu Huseyin gelir, sonra alamancilar, kendilerini sapakta indiren dolmus soforleriyle kavga eden alamanci gruplari gelirler, Alamanyalardan Yokuslu sapagina kadar gelip de memleketlerine gidemeyen alamancilar...
Romanin sonunda Yokuslu'ya neden gidilemiyor bilinmez ama bir nefeste okunacak harika bir Yasar Kemal eseri diyebilirim.
Yolunuzun Yokusludan gecmemesi dilegiyle keyifli okumalar :)
Her Zamanin Bir Kahramani
Lermontovun bir seyyah gozuyle girizgah yaptigi ve Pecorin'inin disaridan bakan bir gozun nasil gordugu hakkinda oldukca ayrintili bir portre cizen romani Percorin karakterinin gunlukleriyle Pecorin'in gozunden ve hislerinden dis dunyanin nasil gorundugunu, kisi, karakter ve davranislarini olaganustu denecek sekilde ayrintili psikolojik detaylara
Kabul Olan Bir Dilek ve Kaybedilen Bir Sinav "INCI"
"INCI" Ugur Mu? Lanet Mi?
John STEINBECK'in "INCI" sini okurken zaman, cografya ve karakter farklarina ragmen her satirda bazen cevrenizden bazen de icinizin derinlikliklerinde kendinizden bir parca bulacaginiz hayat mucadelesini, toplumsal sinif farklarini, kiymet ifade eden bir degerin nasil da lanete donusuverebileceginin dramatik dokusunu derinden hissedeceksiniz.
Eser, bir koyda yasayip dogal inci cifliklerinin hasadini; kendilerini yuzyillardir somuren beyaz irka; ac kalmama konforundan biraz daha fazlasini saglayan bir pahaya satarak gecimlerini saglayan yerlilerden Kino ve esinin cocuklarini akrep sokmasindan sonra tedavi icin digerlerinden biraz daha degerli bir inci bulmak umidiyle caresizce ciktiklari avdan devasa ve muhtesem bir inciyle donmelerinin ardindan gelisen olaylari, degisen karakterleri ve vahsetini kusmak icin bekleyen somurucu irkin lanetinin onlari nasil cepecevre kusatip bir yokolusa sureklediginin acikli oykusu.
"Inci", Tanri'ya dogrudan bebegin iyilesmesi icin degil de doktora verebilecek bir kiymet olsun duasinin yakarisi... Ve belki de bu yuzden doktora vermek ya da cok daha zengin olmak hirsiyla farkli hayallere dalan Kino'nun sinavi...
Okur Takip Önerileri
Istanbul ve Fâtih
Kitabi ilk gordugum vakit Omer Nasuhi Bilmen'in kaleminden cikmis nadide bir oyku ve yahut roman oldugunu dusunmustum. Biraz inceledigimde ise kitabin oyku ya da roman olmadigini yine usta kalemden suzulen kurulus oncesinden Fatih Sultan Mehmet Han Hz.'nin fethi ve fetih sonraki donemine ait surecin incelendigi arastirildigi tarih zerrecikleri oldugunu anladim.
Okurken dogumuyla gencligiyle ve yuceligiyle Istanbul ve Fâtih'inin oykusunu sonrasinda ise biraktigi eserleriyle ve askeri idare zekasiyla yasayan lakin dunya hayatindan ãri olan Fãtihi Omer Nasuhi Bilmen'in gozunden gorup Doc. Dr. Ahmet OZDEMIR in zengin dipnotlariyla yasayacak, hayrete dusecek, yeni seyler ogrenmenin hazzina erisecek ve ceddimizle gurur duyacaksiniz.
Kitap icerisinde belirtili eserler ve gosterilen kaynaklarla zengin bir Istanbul ve Fatih biblioyografisine sahip olacaksiniz.
"YESIL"
Hangi Yesil ?
Bu zamana kadar dayanagi olmayan sadece soylenceden ibaret olmasina ragmen aklimda sekillenen Devletin gizli eli, karanlik yuzu, faili mechullerin tetikcisi, azmettiricisi, haracci ve daha bir suru lakapla "Yesil"'in kim oldugunu her seyden once bir aile babasi oldugunu, devletine ve ulkusune bagliligini, hakkindaki iddialara verilecek yanitlari oglu Murat YILDIRIM'in kaleminden hic duyulmamis haliyle okumak aklimdaki "Yesil" algisini bastan sona degilstirdi.
Siz de duyduklarinizi ve aslinda olmuslari ve iddialara yanitlari oglunun kaleminden okumaya aklinizdaki "Yesil" algisini degistirmeye hazirsaniz...
Suzanca Sevmek
Siradan kitap okuma tarzinizi bir kenara birakip en az kitabin yazarinin kurgu olustururkenki gibi sizin de bir okuma stratejisi belirlemeniz gerekiyor "Suzan Defter"'i anlayabilmek, derinlerde yasayabilmeniz icin...
Iki farkli kisinin gunluklerinden olusan bu nadide eser hayattan elini etegini cekmis bir avukat ile diger tarafta abisine asik abisine tutkuli bir kizin hayatina giren Suzan'in hayatlarini nasil etkiledigini, ve bu etkilerin avukat ve kendini Suzan yerine koyan Derya'nin belirli bir donemde kesisen hayatlarindaki ayni anlari gunluklerine kendi cumlelerinden nasil aktardiklarini tum ayrintilariyla anbe an yasayarak kesfedeceksiniz...
Ayfer TUNC'un muhtesem psikolojik tahlil ve olaylari kahramanlarin dilinden benzersiz tarifiyle okunup tadi damaklarda kalasi bir eser.
Hanedan
"Hanedan", "Teskilat" ve "Muhafiz" eserlerinin temposundan ziyade bir hukumranligin kimsenin ruhu bile duymadan olusturdugu kadrolari yine sessiz sedasiz uykuya geciris surecinin etkilerini fazlasiyla hissettigim bir yapit oldu.
Siz de Nedim ve Orhan'in bir araya geldikten sonraki surecte gelisen Orhan'in sir perdesinin pesine dusmesi ve Rikkap Efendi ile Husrev'in hikayesinin anlatildigi kisimda yazarin;
"Ben Hattat Husrev gibi vecd hãline kapildigim geceler boyunca bu kitabin ne zaman ve nasil bitmesi gerektigini dusundum. Dusunmek, dus'mekten gelir, bilirsin. Insan bazen dustugu yerden kolay kolay cikamaz da...
Iste bu kitapta, yasadigim baskaca buhranlardan siyrilip kendi icime dusebildigim en derine kadar biraktim kendimi ve sonra cok zor toparladim."
Ifadelerindeki buhranini karmasayi icinden cikilmazlik halini ruhunuzun derinlerinde hissedeceksiniz.
Ayrica kitapta yazarin tasavvufi boyutta deruni manalari dahi kalemiyle ayrintili olarak resmetme kabiliyeti cok detayci bir arastirmaci oldugunu ya da o tasavvufu sirlara bizatihi haiz oldugunu gosteriyor.
Serinin sonunu boyle hayal etmemistim diyebileceginiz ancak okumus olmaktan keyif alacaginiz bir yapit.
Mahfuz Detaylar
Sir Saklamak Nedir Bilir Misiniz?
Bir istihbarat ajanisiniz ve uyandiginizda karsi ajan tarafindan tehlikede oldugunuzu kardesinizin de hic tanimadiginiz bir yasanti ve ekip icinde oldugunu ogreniyorsunuz dahasi annenizin bile sizinle paylasmadigi gerceklerin oldugunu yasayarak ogreniyorsunuz kendinizi nasil hissederdiniz?
Ya da Mustafa Kemalin Samsun'a cikisini nasil bilirsiniz, Bandirma Vapuru'na bindi ve cikti olarak mi ? Ya oncesi ?
500 kusur yillik bir sirrin babadan ogula silsilesiyle size emanet edildigini ogrenseniz ne hissederdiniz?
Kibabin detaylarinda kimi zaman Sultan'in huzurunda gizli manalara vakif olacak kimi zaman Sultan'in da efendisi oldugunu ogrendiginiz Teskilata teslim olacaksiniz, isyanin affedilebilecegi ihanetin ise hesaninin tez goruldugu anlara taniklik edecek gunluk hayatinizdaki ufak detaylarla ugrasirken buyuk planlarin isleyip sirlarin muhafaza altinda tutulmasi icin mucadelenin hic bitmeden devam ettiginin farkina varacaksiniz.
"Teskilat" 'a Dair
Gundelik hayatimiza donup baktginizda ne kadar da siradan bir dongu izleyip duruyoriz degil mi ?
Selman KAYABASI'nin "TESKILAT-MUHAFIZ-HANEDAN" indan "TESKILAT" a baslangic yaptiginizda etrafinizdaki olaylara bakis aciniz degisecek, tarihin bilinmeyen sayfalarindan mistik baglarla gunumuze ilistirilen notlara erisip bizleri sonsuz esarete mahkum etmek isteyen guclerin hic tahmin etmedigi zamanda bir ucu Nizamul Mulk ile Imam Gazaliye diger ucu cok daha derinlere inen bir iradenin bir tarafta Imparatorlugun selasina diger yanda ise "Devlet Ebed Muddet" anlasiyisiyla Cumhuriyetimizin dogusuna karar kildigina taniklik edecek, tum bu firtinalarin ortasinda eylulde gelen Eyzun'un dilinden aski Sevbanin dilinden edeb ve cayin uclu usullerini dinleyecek hasili kendinizi bir ortadoguda catismada bulacaksiniz bir de bakmissiniz bogazda mehtabin deruni manalarinda yuzeceksiniz. Tarihimizin derinliklerine ve gunumuze farkli bur pencereden bakmaya hazir misiniz?
Iki Ask Cicegi (Iki Sukufe-i Taassuk)
Gunumuz ticari kaygilarla yazilagelmis soz ve konu kalabaligindan ibaret ozde ise toplumsal degerler ve ananelerimizden āri "edebi eser" olarak karsimiza cikan iceriklerlerden farkli olarak kelam ilmindeki liyakati ve daha sonraki yillarda temsil edecegi makamlarin piriltilatilarinin hemen her cumlesinde hissedilebilecegi bu nadide eseri okurken hayat hakkindaki dusuncelerinize farkli bir pencere daha eklerken tertemiz bir askin ince tarifiyle safiyane kalplerdeki agir tesirini bulabilecek ayni zamanda aile saadetini yakalamanin puf noktalarini edebi cekinceler olmadan yazilmasina ragmen kalemin ruhu ve ufku aydinlik ellerde ne denli ahenli cumlelere kàdir olabilecegine yakînen sahit olacaksiniz.
