Ümidi olan ağlar, ümidi kesilmemiş insan ağlar. Bizde gözyaşı rahmet; nisan yağmuru müjde ve neşe; gözlerin ağlaması da ruhun gülmesidir Modern çağda bu kavramı da kaybettik; ağlamayı olumsuzladık negatif kodladık ağlamamak lazım, ağlamak zayıflıktır gibi çok berbat bir anlayış bu. Olur mu hiç !
Nefis tembeldir, yatmak uyumak ister; halbuki hayat ciddi bir mücadele, acımasız bir savaş, devamlı bir uğraştır; uyumayı, gevşememeyi, gaflete düşmemeyi, sıkı çalışmayı, ter dökmeyi, cehd (gayret) etmeyi, cihad yapmayı gerektirir
Bu gecede yapılan dualar makbuldür. Bizim toplumuzda kıymeti bilinmeyen gecelerdendir. Bayram gecesinde camiye gelen cemaat birden azalıverir. Tam fırsatı yakalamışken kaybetmek ne kötüdür. Bizler Ramazan ayı boyunca kazandığımız güzel hallerimizi devam ettirme gayretinde olalım. İşte bunlardan biri de namazı cemaatle kılma çalışmasıdır. Rabbimize söz verelim. Haydi, namazımızı cemaatle kılalım, şeyrana uymayalım. Yakaladığımız bu manevi atmosferi terk etmeyelim. Allah cc yardımcımız olsun.
İtikâf yapmak. Peygamber Efendiğimizin (sav) her sene Ramazan ayının son 10 günün de itikâf yapmış bizlere de tavsiye etmiştir. Unutulan ve çok sevaplı olan bu ibadeti yeniden hayatımıza taşıyarak ecrinden istifade etmeli ve diğer kardeşlerimize de tanıtmalıyız.
Bazen galibiyetin veremediği dersleri mağlubiyet verebilir. Eğer biz mağlubiyeti iyi okursak, inanın canımızı acıtan birçok şeyden farklı şekillerde istifade ederiz. Çünkü acıdan daha güzel bir muallim yoktur aslında. Acı; adamı yoğurur, pişirir, kıvama getirir ve eğer acıyı iyi yönetirse bir insan, o acı onun hocası, muallimi olur. Acıyı yönetmeyen/yönetemeyen adam ise trajedi yaşar. Dolayısıyla biz, acılarımızla barışmak durumundayız. Bunu becerebilirsek acılarımız en büyük niyetlerimiz olur.