Kambersiz düğün olur mu hiç? Çomarımız da parlak zekasıyla hazır:D
Sadi Bey sükûta tahammül edemeyerek:
— Müezzin Efendi bunlara telsiz telgraf, telsiz telefon diyorlar.
Her millet bu yeni fenler için çalışıyor… Türk gençlerinin böyle
şeylerle uğraşmaları neden kabahat olsun?..
Müezzin Baba bir iki istiğfardan sonra:
— Kabahattir, günahtır, şirktir…
— Neden?
— Şeriatımız telli telgrafı kabul etti mi ki telsizi makbul sayalım?
— Medeni milletler neler icat ediyorlarsa onları bilmeye ve onlara uymaya mecburuz.
Müezzin yine istiğfarla
— Hiçbir vakitte kefereye uymaya mecbur değiliz.
— Görüyorsunuz ya onlar gökte uçuyorlar. Biz yerde kalırsak
hâlimiz yaman olur…
— Uçsunlar… Onlar kâfirdir. Çünkü uçmak küfürdür. Çünkü
uçmak kuşlara, melaike mahsustur. Bizim uçmamız matlup olaydı Hâlik-ı Teâlâ Hazretleri insanları kanatlı yaratırdı. Mademki
Cenabıhak bizi uçmak için yaratmamış, ona inat uçmak şirktir…
Evet uçuyorlar… Görüyoruz, uçuyorlar… Uçuyorlar ama şimdiye
kadar kaç bin kâfirin dehşetli sukutlarla toprak üzerinde kafaları
dağıldı, beyinleri patladı… Gâvur inadı yine uçuyorlar… Uçuyorlar ama bu ısrarın sonunda nasıl müthiş mesâib-i İlâhi’ye zuhur
edeceği malum değildir…