Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

euphy

"Yakın bir tarihe kadar, Nikaragua'da hiç işaret dili yoktu, çünkü duymayan nüfus daima diğerlerinden uzak tutulmuştu. İşitme engelliler için okullar ilk olarak, Sandinista hükûmeti 1979'da başa geçip eğitim sisteminde reform yaptıktan sonra kurulmuştur. Okullar, çocukların dudak okuması ve dudak hareketleri ile konuşmaları üzerine
Sayfa 36 - Bilge Kültür SanatKitabı okuyor
Reklam
"Bickerton, kreol dilbilgisi genel anlamda, henüz anne babası tarafından karmaşık dilin öğretilmediği katıksız çocuk zihninin ürünüyse eğer, bu durumun beynin doğuştan gelen dilbilgisi mekanizması hakkında net bir fikir vermesi gerektiğinin altını çizer. Ona göre, ortak bir kökeni olmayan dillerin karışımından meydana gelen kreol diller şaşırtıcı benzerlikler göstermektedir -hatta aynı dilbilgisi temeline sahiptirler."
Sayfa 35 - Bilge Kültür SanatKitabı okuyor
"Kültürel icatların mükemmellik derecesi, bir toplumdan diğerine son derece farklılık gösterir; bir toplumun içinde, icatlar genellikle aynı derecede mükemmelliğe sahiptir. Bazı gruplar kemiklerdeki çektikleri araştırarak bir fikre varıyorlar ve odunlarla sopaları sürterek yaktıkları ateşte yemek yapıyorlar; diğerleriyse bilgisayar ve mikrodalga fırın kullanıyorlar. Oysaki dil bu karşılıklı bağı yerle bir eder. Taş Devri'nde topluluklar mevcuttu ancak hiçbir dil Taş Devri diline benzemez. Antropolog dilbilimci Edward Sapir şunları yazmıştır: "Dilsel şekiller söz konusu olduğu zaman, Platon Makedonyalı domuz çobanıyla, Konfüçyüs ise Assam'ın ilkel kafa avcısıyla atbaşı gider."
Sayfa 25 - Bilge Kültür SanatKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"1920'li yıllarda, insanoğlunun yaşamasına elverişli olup da keşfedilmemiş bir toprak parçası olmadığı düşünülüyordu. Dünyanın en büyük ikinci büyük adası Yeni Gine, kaideyi bozan bir istisna olarak görülmüyordu. Misyonerler, ağaç dikiciler ve Avrupalı yöneticiler, yanıltıcı bir biçimde, hiç kimsenin adanın ortasına yayılmış düz bir hat şeklinde devam eden yüksek dağ zincirlerinde yaşayamayacağına ikna olduklarından, daima kendi kıyı ovalarında kalıyorlardı. Oysa her iki taraftan da görülebilen bu engebeli kabartı aslında bir değil iki dağ zincirinden oluşmaktaydı. İki dağ zincirinin arasında, çok sayıda bereketli vadinin geçtiği ılıman bir yayla bulunuyordu. Bir milyon kişi, kırk bin yıldan beri dünyanın kalanından uzak, bu yüksek topraklarda, taş devrindeki gibi yaşıyorlardı. Sır perdesi, çok önemli nehirlerden çıkan kollardan birinde altın bulununca aralandı. Hemen ardından gelen altına hücum, Michael Leahy adlı bağımsız bir Avustralyalı madenciyi kendine çekti ve 26 Mayıs 1930'da bir ortağı ve ovalardan hamal işçi olarak yanına aldığı bir grup yerliyle dağları keşfetmek üzere yola çıktılar. Dağa tırmanınca Leahy öte tarafta yemyeşil geniş bir manzara keşfetti. Gece olunca, şaşkınlığı korkuya döndü zira uzakta, burasının yaşanılan bir yer olduğunun kesin işareti olan nokta nokta ışıklar vardı. Uykusuz geçen gecenin ardından, Leahy ve ekibi silahlarını kuşandılar, geriye kalan son tepeyi de aştılar ve yüksek toprakların sakinleriyle iletişime geçtiler. Her iki taraf da şaşkındı."
Sayfa 23 - Bilge Kültür SanatKitabı okuyor
Oscar Wilde'ın dediği gibi "Eğitim takdire değer bir şeydir ancak şunu da ara sıra kendimize hatırlatmalıyız ki bilinmeyi hak eden bir şeyden başka hiçbir şey öğretilemez."
Sayfa 16 - Bilge Kültür SanatKitabı okuyor
Reklam
"Bazı göçmen kuşlar binlerce kilometrelik yolda, senenin ve günün o anına göre, takım yıldızların duruş açılarını ölçerek yol alırlar."
Sayfa 15 - Bilge Kültür SanatKitabı okuyor
"Arkeologlar, Fransa'da bir yalıyarın altında on bin yabani atın kemiklerini buldular. Bunlar, on yedi bin yıl önce, bir grup Yontma Taş Çağı avcısı tarafından kovalanan sürülerin kalıntılarıydı. Ortak çabanın ve ustalığın kalıntıları olan bu fosiller, kılıç dişli kaplan, mamut, tüylü su aygırı ve bir düzine devasa memeli hayvan soyunun, modern insan hayat alanlarında ortaya çıktığı dönemde nasıl tükendiğini açıklayabilir. Görünen o ki bu hayvanların hayatını söndüren bizim atalarımızdı."
Sayfa 13 - Bilge Kültür SanatKitabı okuyor
"Ölüm insanı tamamlar. Yaşadığımız sürece kimse tamamlanamaz. Kuşlar ve böcekler, yaşadıkları sürece mükemmeldirler fakat öldükleri an, yalnızca birer cesettirler. Tamamlanma ya da tamamlanmama durumları yoktur. Yalnızca yok olurlar. İnsanlara kıyasla, tümüyle tam tersi bir durum. İnsanın, en insan olduğu zaman, öldüğü zamandır."
Sayfa 54 - Tokyo Manga KlasikKitabı okudu
"Ulu Tanrım! Ya akılları başlarında değilken ya da akıllarını kaybettikten sonra mı mutlu olmaktır insanların yazgısı!"
Sayfa 91 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Evet, yalnızca bir gezgin, yeryüzünde bir yolcuyum ben! Ya sizler daha önemli şeylerle mi meşgulsünüz?"
Sayfa 75 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"En çok korkanlardan biri" diye devam etti, "bendim, diğerlerine cesaret vereyim diye yürekli davranınca ben de cesaretlendim."
Sayfa 24 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Çok sayıda insanla tanıştım, ama henüz bir arkadaş edinmiş değilim. Insanlara cazip gelebilecek özelliklerden bende eksik olan nedir bilmiyorum; benden hoşlanan birçok insan var, benimle ilgileniyorlar, ama yollarımız sadece kısa bir süre için kesişiyor ve ben buna üzülüyorum."
Sayfa 7 - Türki İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
sınıf nefreti
"Üst sınıfın insanları, alt sınıfa karşı her zaman soğuk bir mesafe içinde, sanki yakın davransalar bir şey kaybedeceklermiş gibi; bir de düşüncesizler ve başkalarına kötü niyetle takılmaktan hoşlananlar var, kibirlerini zavallı insanlara daha çok hissettirsinler diye onların seviyesine inmiş gibi davranıyorlar."
Sayfa 7 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
72 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.