Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Zeynep BAYLAN

Zeynep BAYLAN
@Zeyeru
1 Ocak
5 okur puanı
Eylül 2022 tarihinde katıldı
128 syf.
·
Puan vermedi
·
25 günde okudu
Şeytanın Çırağı
Şeytanın ÇırağıShiro Hamao
7.7/10 · 6,4bin okunma
Reklam
Yokuş çıkarken yol ne kadar dik, hava ne kadar sıcak olursa olsun, hiçbiri inip yürümezdi - tabi sürücü gerçekten dayanamayacağım endişesine kapılmadığı takdirde. Bazen o kadar ateşlenir, bitkin düşerdim ki yemeğime bile dokunmazdım… …Fakat burada hiç dinlenme yoktu ve sürücüm de efendisi kadar sertti. Ucunda etimden bazen kan çıkartacak kadar keskin bir şey olan insafsız bir kırbacı vardı. Kırbacı karnımın altına bile vurur, kafamda şaklatırdı. Bu onur kırıcı muamele, çalışma isteğimi müthiş azaltırdı ama yine de elimden geleni yapar, işten geri kalmazdım; çünkü direnmenin bir yararı yoktu; güç adamlardaydı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Günümüzü de anlatıyor olabilir mi?
Bir devletin güçlü veya zayıf oluşu, bir ulusun ilerleyişi veya gerileyişi, yalnızca yöneticilerin ehliyet ve iktidarından veya onların yetersizliğinden ileri gelmez. Yöneticiler, ister iyi veya kötü, ister kahraman veya zalim olsunlar, onlar kendi toplumlarının birer aynasıdır. Onlar, ulusal ruhun birer kopyasıdır. Onlar, halkın içinden doğmuştur. Bir ulus nasılsa, yöneticileri de onun gibidir. İşte bundan dolayıdır ki, eskiden beri, "Her ulus layık olduğu yönetime ve yöneticilere sahip olur." denilmiştir.
Bir gün, belki on sene oluyor, bir hocam bana, 'Zekani mirasyedi gibi harcıyorsun!' demişti. Doğru... Zekamı har vurup harman savurdum ve nihayet iflas ettim……. Hiçbir şeyim kalmadı……. Ben zekayı radyum gibi bitip tükenmez bir cevher sanıyordum……. Onun insan eliyle yetişip gelişen bir şey olduğunu düşünmüyordum.…. Adam olmak değil enteresan olmak; bir şey yapmak değil bir şey yapanlara istihfafla bakacak bir yere çıkmak istiyordum….. Halbuki bugün sonsuz zaman ve mesafenin içinde ben neyim? Bir solucandan, bir ayrık kökünden daha ehemmiyetsiz, daha değersiz, daha lüzumsuz bir mahlukum.
Reklam
Her hareketimizden önce bütün sonuçları tahmin etmeye çalışsak, bunlari ciddi ciddi olarak düşünsek, önce kesin sonuçları, sonra olası sonuçları, sonra rastlantısal sonuçları, daha sonra da hayali sonuçları düşünmeye kalksak, kımıldayamayız bile, tek bir adım atamayız.
Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazen o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten zevk ve sefadan, lezzet ve şehvetten bir âlem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardi.
“ -Ey benim sevgili tarlam, hasat bitti ve şimdi sen dinleniyorsun. Burada artık insan sesleri duyulmuyor, arabalar yolların tozunu kaldırmıyor, biçerdöverler de görünmüyor artık. Sürüler anıza salınmadı. Sen insanlara meyvelerini verdin. Şimdi doğum yapmış kadınlar gibi uzanmış yatıyorsun. Sonbahara kadar dinleneceksin. Şu anda burada yalnızız. Senden ve benden başka kimse yok.”
Geceleri gökkuşağına boyamak mıdır suçum? herkes bağırırken şiirler okumak mı, susmak mı sözün bittiği yerde, kusmak mı sindirebildiklerinizi? apansız uykum kaçıyor kaç gece, bu da mı aleyhime kanıt? sondan saymaya başladım adları -böyle hoşuma gidiyor- beğenmeseler de seviyorum ellerimi, hep olmayacak düşler görüyorum, yenileceğim kavgalara
87 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.