Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeynep Bircan

Çünkü yaşamımız boyunca bizi köleleştiren isteklerimiz , umutlarımız, korkularımızdır...
Reklam
Acıda bulabildiği gülünecek şey oranında derindir insan. Daha önce insani acının derinliklerinde gömülü olmayan biri yüreğinin derinlerinden gülemez . Aldo Palazzeschi
Sayfa 20
Lakin tek korkum : Yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen , kemiren yaralar .
Kendisine durmadan Rukiye diye seslenenlerin yarattığı bir aptallar cehennemi bu . Daha iyi bir yaşamı özlemeyenlerin, belki de bilmeyenlerin sağır rahatlığı , kör aldırmazlığı...
Reklam
Kış varsılların mevsimidir. Varlıklıysan eğer soğuk bir oyun olur, çünkü kürk alırsın, evini kaloriferlerle ısıtırsın ve de kayak yapmaya gidersin . Oysa , yoksulsan, korkunç bir beladır soğuk , karın aklığıyla çevreyi kaplayan güzellikten bile nefret etmeyi öğrenirsin . Eşitlik, tıpkı özgürlük gibi , ancak senin şimdi olduğun yerde var. Yalnızca dölyatağında birer yumurtayken eşitiz hepimiz...
Hiçbir şey uzun sürmüyor, ne keder ne sevinç. Yaşamaya devam etmeliyiz . Talihsizlik bizi çıkmaz bir sokağa sürüklüyorsa dönüp yenisini aramamız gerekiyor. Hepsi bu...
Kederi de içindeki neşe kadar derindi ama keder daha uzun ömürlü oluyordu nedense.
Bizim oralarda kusurlar bire bin katılarak aktarılır ama iyilikler başka çare kalmayana kadar göze görünmezdi.
Acı çekiyordu babam. Zihinsel bir acı. Öte yandan ona göre , zihinsel dünyasında ve günlük hayatında acı veren kopuşlar yaşamayanlar, buna cesaret edemeyenler, insanı aptallaştıran bir sürekliliğin esiri oluyor , bunun sonucunda da zamanın geçişine, yaşlanmaya ve ölmeye akıl erdiremiyorlardı. Oysa babam her şeye akıl erdirmek istiyordu.
Reklam
...Herkesin bildiği ölümü ben mahrem sandım . Hayat tabutun dışında öyle aldırışsız devam ediyor ki , içeride ben utandım ! Dilencilerin, dileneceğine çalışsana, diye azarlanmaları gibi, ben de tabutun içinde hareketsiz yatarken, öleceğine yaşasana, diye azarlandim ve kendi ölümümden utandım...
Anneler evlatlarının masumiyetini bir nişan gibi gözlerinin içinde taşıyorlar her zaman , bunu kaybederlerse eğer başka hiçbir şey göremeyecek kadar karanlık bir suçluluk duygusuna gömülüp kalacaklarını sanıyorlar .
İnsafsızın çekicidir ikna; o vurur ve inancın küçük bir çivi gibi yamula yamula gömülür duvarın içine . Herkes sana suçlu olduğunu söylediğinde , sen kendi masumiyetine çok fazla direnemezsin . Günün birinde o çiviyi oradan çıkartsan da duvarda suçlanmış olmanın deliği kalır .
"Sanırım hayat böyle bir şey . Büyüleyici olduğunu düşündüğün bazı şeylerin , sonradan aslında diğer her şey gibi sıradan olduğunu anlıyorsun."
Sayfa 135Kitabı okudu
Savaşta gerçekten kazanan yoktur, sadece kaybedenler vardır .
Sayfa 264Kitabı okudu
"Her zaman söyleme şansın olmuyor . Ya da şansın oluyor ama şu ya da bu nedenle geçip gitmesine izin veriyorsun ve sonra bir de bakıyorsun ki zamanın kalmamış . Bu yüzden ne olursa olsun , benim hakkımda ne düşünürsen düşün ya da ben senin hakkında ne düşünürsem düşüneyim, aramızda ne geçerse geçsin ; hiçbir zaman , seni tam olarak sen olduğun için sevdiğimi unutma."
Sayfa 290Kitabı okudu
Reklam
....Kederden boğulamayabilir misin ? Böyle bir şey olabilir mi? Ve eğer mümkünse , böyle biri nasıl görünür?...
....Neden kelimeler bazen hoş , bazense acımasız olabiliyor ? Haksızlıkları kabullenmeye alışalım diye mi acaba ?...
"Allah yardım ederse size galip gelecek kimse yoktur. Eğer sizi bırakıverirse O'ndan sonra size kim yardım eder ? Mü'minler ancak Allah'a dayanıp güvensinler. " Al-i İmran suresi , 160. Ayet
Sayfa 255Kitabı okudu
Bedenin, bindiğin eşek. Dizgin sende iken ahire gidersin ama işi eşeğe bırakırsan ahıra gidersin . Mevlana
Korkuyorum . Hayattan veya ölümden veya hiçlikten değil , hiç var olmamışım gibi o ışığı harcamış olmaktan korkuyorum . Ve o açıklığın arasından süzülürken, beni mağaranın ağzına doğru güçlü dalga hareketleriyle ittiren çevremdeki o baskıyı hissediyorum...
Sayfa 298Kitabı okudu
..... çocuk kitabı okumak , kaçmak değil bulmaktır. Çocuk kitapları bir bir saklanma yeri değil , bulma yeridir. Ruhunuzla bir çocuk kitabına balıklama dalın; bakalım orada hiç ummadığınız bir simya bulacak mısınız, bakalım kitap içinizdeki yarı unutulmuş , yarı gizli saklı kalmış bir şeyi açığa çıkaracak mı ...
Reklam
Susamış toprak içti tüm varlıkların merhemini, Hayat, yatağın ayakucuna büzülmüş durumda şimdi, Ölmüş ve gömülmüş . John Donne
Deja vu'nun bir de tersi vardır. Buna jamais vu denir. Sürekli aynı insanlarla karşılaşıp aynı yerlere gidersiniz ama her seferinde ilk kez olmuş gibi hissedersiniz. Herkes her zaman yabancıdır. Hiçbir şey tanıdık gelmez. -Tıkanma, Chuck Palahniuk
Otobüsün camına kafasını dayadı. Yine hayal etti. Hayal etmek kadar güzel şey yoktu. İnsanı insan eden hayal etmekti. Sarnıç, Sait Faik Abasıyanık.