Merhabaaa
Size bugün Hayat'ın hikayesiyle geldim. Okurken yok artık, bu kadar da olmaz! diyeceğiniz trajik, travmalarla dolu ama o travmalardan dimdik, güçlü bir şekilde çıkmış bir kadının hikayesi. Hayat dolu, sevgi ve merhamet dolu Hayat'ın hikayesi.
Hayat, platonik aşkından kurtulmak için Singapur'a tatil yapmaya gider. Yolda Kürşat diye biriyle tanışır. Çocukluktan tanışıyorlardır aslında.
Peki kimdi bu Kürşat ?
Singapur'dan döner dönmez hayatının en büyük şokunu yaşar. Hayat kanserdir... Çaresizlik, hissizlik doldurmuştur içini. Çok az bir ömrü kaldığını öğrenir. İlk şoku atlattıktan sonra "kendim için bir şeyler yapmalıyım " diye düşünüp, sosyal sorumluluk projesini hayata geçirmeye başlar, çaresiz kadın ve çocuklara kol kanat olacaktır. Hayatını da kağıtlara dökmek ister. Yaşadığı caresizlikleri, travmaları, haksızlıkları yazmak, okutmak ister. Bunun içinde bir editörle, Reha'yla anlaşır. Hayat anlatır, Reha kağıda döker zorlu hayatını...
Hayat'ın çocukluk travmaları nelerdi ?
Başlattığı projeleri bitirebilecek miydi kısacık yaşamında ?
Hayat mutlu olabilecek mi ?
Siz en mutlu olduğunuz anda bir kaç aylık ömrünüzün kaldığını öğrenseydiniz ne yapardınız ?
Okurken acaba gerçek bir hikaye mi diye çok düşündüm ama bu kadar da olamaz ya dedim kendime. O kadar acı, o kadar ağır ki Hayat ve annesinin yaşadıkları akıla, mantığa bile sığdıramıyor insan. Çok güzel ve akıcı bir dille kaleme alınmış her bir satır ve kitap sonunda beni ters köşe yaptı diyebilirim
Yazarımızın kalemine sağlık.