Abdülhamid Han
Bir on yıl daha iktidarda kalması, Osmanlı Devleti'ni bir daha Batılı devletlerin oyuncağı olmaktan kurtaracaktı. İşte buna fırsat vermediler.
Sayfa 151 - Selis yayınlarıKitabı okudu
Yarabbi, müslümanların devletini "Ebed müddet" eyle!
Reklam
Ecdadını unutanlar, kaynaksız ırmağa, köksüz ağaca benzerler.
Sayfa 119Kitabı okudu
Yeni devletin telâkkileri gibi insanları da "modern" olacaktı. Örnek vardı: Avrupa... Her vesileyle kuyumuzu kazan, her fırsatta haçlı güruhunu üzerimize saldırtan Avrupa... Onun gibi giyinecek, onun yazısıyla yazacak, kendi kültür kaynaklarımıza sırt çevirip tarihimizi inkar ederek onun kaynaklarına yönelecektik. Papa'nın teklifini kabulle hristiyan olmadığı için Fatih'i kınayacak, Yavuz'u "kanlı katil" ilan edecek, Sultan Abdülhamid'e "kızıl Sultan", Sultan Vahideddin'e "vatan haini" diyecek, bütün tarihi "hanedan tarihi" ilan edip kendimize Etilerden, Sümerlerden, Moğollardan ecdat arayışına çıkacaktık. Vesikalar, vakıalar önemsizdi. Nazarlarında tarih, bir ilim değil, bir sanattı. Objektif olunmasınının önemi yoktu. Sadece milli olmalıydı. Bunun için de "dini" unsurlardan ayıklanması gerekiyordu. Yani geçmiş reddediliyor, yok ediliyor, "yok" un üzerine geleceği inşa etmek gibi imkansız bir hayalin peşinde koşuluyordu.
Sayfa 274Kitabı okudu
Abdülhamid'i anlamak demek, Peygamber Efendimiz rahatsız olmasın diye Medine-i Münevvere'ye giden tren raylarına keçe sardıracak kadar hürmetkar, ömrü boyunca abdestsiz imza atmayacak kadar dini bütün bir Padişahı anlamak demektir.
Zor zamanların başarılı hükümdarı Sultan Abdülhamid...
Sultan İkinci Abdülhamid Han'ın siyasî dehası ve devletin en buhranlı devirlerindeki idarî kabiliyeti, onu pek çok yönden ön plana çıkarır.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.