Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sabrı bırakmayın, çünkü hayır ve selamet ondadır.
Şevval Ayı’nda Namaz
Resulallah (s.a.v) buyurdu ki: “Kim Şevval ayında 4 rekat (gece veya gündüz) namaz kılarsa, her rekatta bir Fatiha ve arkasından 15 kere İhlas suresini okursa, selamdan sonra 70 defa: سبحان الله وبحمده (Sübhanallahi ve bihamdihi) “Allah’ı hamd etmekle beraber tüm noksanlıklardan tenzih ederim.” tesbihini, arkasından Resulullah’a (s.a.v) 70 defa: ‎اللهمّ صلّي على سيدنا محمد وعلى آله وصحبه وسلم (Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim) Salatü selam getirirse, Beni hak üzere yaratan Allah’a yemin olsun ki, bu namazı kılan kimsenin kalbine ve diline hikmet pınarları Allah tarafından akıtılır, dili hikmetle konuşur, dünyanın her türlü hastalığına haberdar edilip bunların tedavi yolları kendisine bahşedilir. Bu namazı kılan kimse daha başını secdeden kaldırmadan günahları affolunur. Ölürse de affolunmuş ve şehit olarak ölmüş olur. Yolculukta kılındığı taktirde yine Allah-u Teala o kimseye yolculuğunda her türlü kolaylığı ihsan eder. Eğer bu kimse borçlu ise borcunu kolaylık içinde ödemeyi başarır, kısacası her türlü ihtiyacı giderilmiş olur. Ona cennette uçsuz bucaksız gülistan nasip olur.” Abdülkadir Geylani (K.S), Gunye, 2/147
Reklam
“Namaz, gönlümün sürurudur."
Efendimiz, maddi alemle biraz meşgul olduğu zaman: -"Ey Bilal, bizi biraz dinlendir. Ezan oku da namaza kalkalım." buyurmuştur.
Sabırla kısmetini beklemen, nasibini eksiltmez.
Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) “Dünyaya değer vermemek kalbi ve bedeni rahata erdirir” buyurmaktadır.
Kişinin kalbinde dünya arzusu veya dünyadan herhangi bir lezzeti tatma sevdası ya da yiyecek, giyecek, içecek, evleneceği kadın, oturacağı ev, binek, yetki, liderlik ve beş ibadet haricindeki fıkıh, hadis rivayeti, kıraat, nahiv, dil, fesahat ve belagat gibi bir ilim dalında uzman olmak, fakirlikten kurtulmak, zengin olmak, başındaki sıkıntının gitmesi ve afiyette olmak gibi herhangi rahatlık peşinde olma düşüncesi varsa yani en genel ifadeyle uğradığı zarardan kurtulmayı ve faydalanacağı şeyleri elde etmeyi istiyorsa o, gerçek zâhid (dünyaya değer vermeyen) değildir. Çünkü bu sayılanlardan her birinden nefis haz duyar. Bunları yapan kişi hevâsına uymuş, tabiatını / yaratılış doğasını rahat ettirmiş ve sevmiş olur. Bunların tümü dünyadandır, dünyada sonsuzlaşmayı sevdirir ve dünyaya alışmaya yol açar. Bu sebeple kişinin gerçek manada zâhid olabilmesi için bu duyguları tamamen kalbinden çıkarması, yokluğa, meteliksizliğe ve sürekli fakirliğe rıza göstermesi ve bunlara çekirdek kadar ilgisinin kalmaması gerekir. Bunu başardığı zaman kalbindeki bütün üzüntü ve kederler yok olup gider, rahata erer ve Allah’a ısınır (üns).
Reklam
Kim âhireti istiyorsa, ona dünyada zühd gereklidir (dünyaya değer vermemek). Allah’a kavuşmak isteyen de âhirete (cennete) değer vermemelidir. Sözün özü âhireti için dünyasını; Rabbi için de âhiretini terk eder.
Sayfa 63
Hz. Ali (r.a.) der ki: - "Kadrini bilen, haddini aşmayan, diline sahip olan, ömrünü boşa sarf etmeyen kimseye Allah rahmet eylesin."
Hevâ ve hevesine uyarak yiyen çok yer. Çok yediği için çok su içer. Çok su içtiği için çok uyur. Çok uyuduğu için çok pişman olur. Böylesinin ölümünde çok hayır vardır. Haramdan az miktarda yiyen, hevâsına uyarak mübahtan çok yiyen gibidir. Çünkü şarabın aklı karartıp örttüğü gibi haram da imanı örter ve karartır. İman kararınca ne namaz olur ne ibadet ne de ihlas.
Sayfa 59
...uyku onların hâlinde bir eksikliktir. Sonuç olarak bütün hayır uyanıklıktadır. Bütün kötülük ise uykuda ve gaflettedir.
Uyku, ölümün kardeşidir,
Reklam
Şeyh Abdülkadir Geylânînin şeytana galip gelmesi;
Şeyh Abdülkadir Geylânî şöyle demektedir: "Bir keresinde ibâdet ediyordum. Üzerinde nur bulunan büyük bir arş gördüm. Bu nur bana seslendi: "Ey Abdülkadir! Ben senin Rabbinim, başkalarına haram kıldıklarımı sana helâl ettim." Cevap verdim: - Sen, kendisinden başka ilâh olmayan Allah'sın öyle mi? Defol buradan ey Allah'ın düşmanı! Bunun üzerine bu nur darmadağın oldu ve kopkoyu bir zulmete dönüştü. Arkasından da şöyle seslendi: - Ey Abdülkadir, benden dinindeki fıkhın (kavrayışın), ilmin ve ulaştığın mertebeler sayesinde kurtuldun. İnan ki, ben aynı şeyle yetmiş kişiyi saptırdım. Abdülkadir Geylânî'ye soruldu: - Onun şeytan olduğunu nasıl bildin? Cevap verdi: - Bana "Başkalarına haram kıldığımı sana helâl ettim" demesinden... Çünkü biliyordum ki, Hz. Muhammed (s.a.v)'in şeriatı nesholunmaz ve değişmez. Bir de onun "Ben senin Rabbinim" deyip de "Ben, zâtımdan başka ilâh olmayan Allah'ım" diyememesinden..."
Allah'ın emrine teslim olmak..
Eğer kısmetinde sana gelecek bir nimet varsa, istesen de gelir istemesen de.
Hani O’nun nimetlerine şükrünüz? Halbuki O’nun iyilikleri sizi sarmıştır. Nimetleri içinde dönüp duruyorsunuz
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.