Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlarla bir arada olma ihtiyacı "bir çıkar giderme, ihtiyaç karşılama" dışında ne olabilir ki başka? Derdini, sıkıntını paylaşmak istediğin zaman bile anlayacağını düşündüğün birisiyle "anlaşılma ihtiyacını" gidermiş oluyorsun, karşı taraf da bu durumu başka bir şekilde geri sunabiliyor -kullananiliyor- , o halde "çıkar ilişkisi" denen şey son zamanların modası değil de insanın doğası ile birlikte var olan bir olgu fakat bizler zihinlerimizde onu anlamlandırarak sancılı bir süreçle birlikte idrak edebiliyoruz, öyle olduğunda da artık insanlar değişti eskisi gibi değil deriz, hâlbuki "kabullenmek" gerekir bu durumu , acı ama GERÇEK! Doğrular değişir, gerçekler değişmez, bu hep böyle gidecektir...
Ölmesine bir gün kalan evsiz bir kanser hastası sıcak bir gece geçirebilmek için hastaneye gider. Doktor da acır ve onu bir odaya alıp yatırır. Kanser hastasının acısı her geçen saat artmaktadır ama acısını dindirecek ilaç (morfin) almayı reddeder. Doktorun baskıları da sonuç vermez. Fakat doktor bir türlü bu durumu anlamaz ve hastayı sorgulamaya başlar. Doktor, hastanın acısız bir şekilde ölmesini sağlamanın derdindedir. Ölümcül hasta, doktora acı çekerek ölme isteğini şöyle açıklar: “Beni hatırlamana ihtiyacım var. Birinin beni hatırlamasını istiyorum. Ailem yok. Arkadaşım yok. Gerçek bir işim bile yok. Huzur içinde ölürsem herhangi bir hastadan farkım olmayacak. Ama acı çekerek ölürsem… Bir şeyleri değiştirdiğimi bilerek ölmek istiyorum.” Ve doktor ikna olur. Adamın acı çekerek ölümünü izler. O kadar aciziz ki, hayatımız hatırlanmamıza fayda sağlamıyorsa ölümümüzün hatırlanmasını istiyoruz. Herkes bir şekilde hatırlanmanın derdin de.
Sulhi Ceylan
Sulhi Ceylan
Reklam
Çok içten...
"Daha çok gençken herkese güvenebileceğini sanırsın. Ve senin olanlardan da kolayca vazgeçebileceğinin yanılgısına kapılırsın. Belki vazgeçmeye de çalışırsın fakat yine de yapamazsın. Ayrı olursun, gidersin. Gittiğin gibi de kapıyı tekrar çalarsın. Ama zil çalışmaz. Kimse duymaz. Kapının bir tarafında sen olursun, diğer tarafında o. Fakat
Selamın aleyküm :)
Tatlı bir yalan söylersen 10 kişi seni alkışlar. Acı bir gerçek söylersen 8 kişi sana saldırır; ama iki kişi sorgulamaya başlar. O iki kişiye selam olsun.
Bertrand Russell
Bertrand Russell
Müthiş tespitler... "İsrailli Yahudi yazar Alon Mizrahi: Filistin Devrimi, Fransız Devrimi'nden daha etkili olabilir…” “Filistin dünya gençlerine, kapitalist, kurumsal dünya düzeninin acımasızca inkar ettiği hayatın anlamını ve manayı yeniden öğretiyor. Tarih boyunca tam da mekanik, dikey ve izole bir varoluş biçiminin insanlığı
Reklam
dünyaya kendimden bir şeyler veremiyordum. Kendimi kendime saklıyordum. Bu duruma kimse daha fazla dayanamazdı. Kendime acımak istedim. Mutlak bir ümitsizliğe düşmek istedim. Belki tam düştükten sonra çıkmak kolay olurdu. Fakat, bütün bu düşündüklerimin, kelimelerden ibaret olduğunu biliyordum. Hayır, ben adam olmazdım. Gerçek bir acı duyduğumdan bile kuşkum vardı. Ben ucuz bir romandım. Kelimeler bile yanyana gelerek beni tanımlamak istemezlerdi. Ne olurdu benim de kelimelerim olsaydı? Bana ait bir cümle, bir düşünce olsaydı. Binlerce yıldır söylenen milyonlarca sözden hiç olmazsa biri, beni içine alsaydı! Çok insan için söylendi ama, sana da uygulanabilir denilseydi. Kendime gerçekten acıyabilseydim, gerçekten ümitsiz olsaydım. Sonra yavaş yavaş, adım adım doğrulurdum. Başımdan geçenleri ilk gününden başlayarak yeniden düşündüm uzun süre. Geç kalmıştım. Burada paslanıp gidiyordum; hafızam paslanmaya başlamıştı bile.
Dokunsam yanan muma Canım yanmaz ama Dalsam buza, kalsam güneşte Farketmez benim için işte Yine de yanıyor içim. Çarpmasa da kırılıyor yüreğim Acı duruyor hâla Gerçek olmadığını söyleyin bana Biliyorum ölüdür elim,kolum, başım Anlaşılan varmış hâla dökecek gözyaşım.
Gün ile gece, gerçek ile rüya birbirine karışıp terler içinde başını yastıktan kaldırıp gözlerini boşluğa diktiğin an bilinçli çektiğin ilk nefes ciğerlerini acıtıyor. İçinde dizginlenemeyen üstünü örtmeye çalıştığın ama herşeye rağmen var olan umut canlanıyor ama aldığın nefesten daha acı olan gerçek bilincinle beraber yavaş yavaş yüzüne vuruyor. Kim için bunca çaba, umut? Olmak istemeyen için mi? Acı nefesine acı içinde yutkunmayı da ekleyip çaresizliğin ve gecenin kasvetinin eline kendini yeniden bırakıyorsun. Aklı insanla en tehlikeli oyununu oynuyor. 05.05.24 02:20..
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
Reklam
22.04.2024 Son günlerde çok sorguluyorum yaşamı, yaşamımı. Sanki ucunda yaşamı tuttuğum ipleri el birliğiyle kesivermiş birileri. Bazen geçmiş kör bir makastan bile keskin olup şimdiyle kurduğumuz o bağı koparabiliyor. Çünkü geçmiş belki de hiç geçmemiş. Affetmek, unutmak, intikam almak... Bunların hepsi birer seçenek. Peki ya geri dönebilmek hayata? Yeniden şimdide yaşabilmek... Mümkün mü bilmiyorum ama unutmak yalan, affetmek imkânsız, intikam zor... Acı ise çok gerçek. Ve belki de hiç geçmeyecek. Onda gördüm ben en çok geçmişin izlerini. Yüzündeki gülümsemenin aksine içindeki acıyı haykıran gözleri. Güçlü durmak ise onun kostümü her gün üzerine giyindiği. Yorgun o da benim gibi. Bir kitapta kitabın ana karakterleri arasında şu şekilde bir konuşma geçiyordu: —Belki bir gün biz de birer kahraman olabiliriz değil mi? —Birbirimizin ruhlarını kurtarırsak neden olmasın? Beni kapısında bıraktın kalbinin ama belki bir gün biri o kapıdan girebilir ve ulaşır kalbinin derinliklerine. Umarım ki kurtarır içindeki o güzel ruhu. İşte o zaman ziyan etme başka bir sevgiyi daha. Bulamazsın sonra bir daha. Kübra F. Demir
Büyük " O"
youtu.be/_-Do03PYwMM?si=...
Şems-i Tebrizi
Şems-i Tebrizi
Sevmek dedim. Yoluna ölmek dedi. Yol dedim. Alıp başını gitmek dedi. Gitmek dedim.
31.04.2024
Bir zamanlar duygularımın derin sularında yüzüyor, hayatın karmaşık labirentlerinde kayboluyordum. Her duygu, bir yolculuk gibiydi; bazen sığ sulara sürüklenirken bazen de derin, bilinmez karanlıklara dalıyordum. Ancak şimdi, bir zamanlar coşkulu dalgaların taşıdığı duygularımı kaybetmişim. Ruhumun derinliklerinde sessizlik ve boşluk hüküm
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.