Odadayım, beyaz duvarları benim rutubetli duvarlarıma benzemeyen, penceresiz, bomboş bir odada. Üzerimde deli gömleği, kafamda deli sorular var. Ben yere çökmüş , çökmüş yüzümle karşımdaki ardına kadar açık , gri kapıyı izliyorum. Sonra kapı beni çağırıyor. Çıplak ayaklarımla soğuk mermerlere basa basa gidiyorum. Tam kapıya yaklaştığım sırada kapı kapanıyor ama öyle sakince değil, öfkeli şekilde kapanıyor. Ben kapıya bakakalıyorum, sanki beklemediğim bir davranışmışçasına . Ama sonuçta kapanmakta kapının görevi açılmak da . Sanki kapı kendi isteğiyle kapanmamış gibi , güzel kapı kulbunu çeviriyorum. Açılmıyor kilitli. Arkamı dönüp eski yerime geçiyorum. Ayakta sırtımı duvara dayayarak saatlerce kapının açılmasını bekliyorum , ya da dakikalarca , bilemiyorum çünkü odada saati gösteren bişey yok . Bileklerim boş ceplerim boş duvarlar boş. Ve sonunda kapı açılıyor . Bu sefer koşsam yetişebilir miyim diye düşünüyorum. Tam geçtim derken kapı suratıma çarpıyor ve burnumu kırıyor . Beyaz fayanslar kırmızıyla süsleniyor . Kapı hep kapalı olsa umudumu keser otururdum yerimde , ama kapı hiç kapanmadı
Zulüm Çağı..
Dünyanın gözünün ta içine bakarak; her gün kadın, çocuk, yaşlı,hasta demeden.. Cami ,okul,hastane , mülteci kampı demeden.. Topla,tankla, uçakla ölüm yağdıran İsrail .. Ve dilsiz, kör, sağır bir dünya.. 2024 yılında insanlığın geldiği bu çağa yeni bir isim vermeli.. Tüm aciziyeti,tüm korkaklığıyla bu çağın adı.. Zulüm Çağı olmalı..
Reklam
Şairlerin sözde sevgileri-1
“Piraye,konser vermek için yurtdışına giden eşini bekliyor(24 yaşında+çocukları var) Nazım ise çocukluk aşkından ailesi nedeniyle ayrılmış,istanbula gelmiş… Kardeşinin arkadaşı olan Piraye ile tanışıyor ve görür görmez aşık oluyor.Bir yıl boyunca peşinden koşuyor,ama en sonunda Piraye kabul ediyor ve evleniyorlar.Eski eşini resmen ortada bırakıyor
Birilerini mutlu etmek yahut onları üzmemek için geçirdiğimiz günler olmuştur. Kimilerinin ömrü böyle geçmiştir. Ne üzücü.
İlber Ortaylı
İlber Ortaylı
: "Ne yaşadıysanız yüzünüze yansır. İnsanın yüzü bir kitap gibi okunabilir. İfadeniz bomboşsa da hiçbir şey yaşamadığınız fark edilir. Bundan kurtulmak mümkündür; yaşayın, monotonluktan uzaklaşın, gezin, görün,
Bazı insanlardan kopmak güç. Bu bazen aileden biri olur bazen eski bir dost bazen yeni biri. Zihnimizde yok saysak da varlığı bir türlü son bulmuyor, kopamıyor insan. Ne tuhaf. Aynı kitapta geçiyor: "Yaşayan birinin yası nasıl tutulur diye soruyordu kendi kendine." Her şey bu soruda gizli sevgili okur. Yüreğimizden söküp attık mı birini,
İstanbul ve Şehrin Işıkları Üzerine.
Düpedüz yalnızım. İçime dokunuyor. Kafam çok karışık. Karman çorman. Alalı bulalı. Sevgi istiyorum. Kuşlar ötüşüyor. Bir uçak ardında beyaz bulutlar bırakıyor. Sanarsın dünyada bir başımayım. Öyle ıssız. Ama huzurlu. Ama suskun. Ruhum nefes alıyor böyle zamanlarda. Kalbim gökyüzüne açılıyor. İçime şehrin ışıkları vuruyor. Ve sokak lambasının sinekleri.. Pencerem buğulanıyor. Şehrin ışıklarına sarılacağım. Ruhum İstanbul’a boyanacak. Bugün büsbütün İstanbul olacağım.
Reklam
1.000 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.