Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Dayanma noktaları yavaş yavaş aşınan , sonra günün birinde en ehemmiyetsiz bir sarsıntı ile birdenbire göçen binalara benzedim…”
Sayfa 128Kitabı okudu
“Memleketin ancak okuyup yazmakla kurtulacağına inananlardanım…”
Reklam
İnsanlar için şöyle deriz ama, aralarında iyileri de var... Fakat yazık ki, onlar, bu dünyada bir türlü bahtiyar olmanın yolunu bulamıyorlar.
Hurafe ve hayal ile mütemadiyen mücadele eder, talebesine ancak ilmin en müspet hakikatlarını öğretir. Sonra onda bir nevi hastalık, hiç durmayan, onu daima için için yakan bir humma var:Doğruluk, fedakârlık, manevî temizlik hastalığı...
Sayfa 11 - Zehra HanımKitabı okuyor
"Acımak... Ben insan ruhlarındaki derinliğin ancak onunla ölçülebileceğine kaniyim. Evet, dibi görünmeyen kuyulara atılan taş nasıl çıkardığı sesle onların derinliğini gösterirse başkalarının elemi de bizim yüreklerimize düştüğü zaman çıkardığı sesle bize kendimizi, insanlığımızın derecesini öğretir.."
Reklam
Torpil gerek desek daha doğru olur hdhsh
Neticede şuna kanaat getirdim ki memuriyet almak için sade diploma yetişmiyor. Ayrıca tavsiye mektupları, selâmlar da istiyorlar.
Bana yollarımı geri ver şarkısı aklıma gelir
Arkadaşım, hangi felâketin beni bu hale getirdiğini sormuyordu. Hayat böyleydi. İnsanlar ayrı ayrı yollara dağılırlardı. Kiminin tuttuğu yol; insanı bu Cevdet gibi, muvaffakiyete götürür, kimininki de benim vardığım şahikaya çıkarırdı! Bu, bir talih, tesadüf meselesiydi. Niçinini, nasılını sormak beyhudeydi.
İyi günde kötü günde her daim yan yana olmak
Aşkı şiirlerde, romanlarda olduğu gibi bir parlak yaz gecesinin mehtabında başlayıp sabahında biten bir rüya addedenlerden değildim. Benim için sevmek bir başka insanın vücudundan, ruhundan bir parça hükmüne girmek, onunla beraber gülüp ağlamak, ıstıraplarını paylaşmak demekti.
Yalnız bir insan için yer değiştirmenin büyük bir ehemmiyeti olamazdı.
Reklam
Göz, kendini göremediği gibi anlaşılan pek yakında olan şeyleri de göremiyor...
Fikrimce Yalnız doğruluk hastalığı, bir hak ve hakikat meselesi etrafında toplanmak kabiliyeti bir cemiyeti mesut etmeye kafi gelmez… Bunun için acımak birbirimizin feryadını ,iniltisini duyabilmek de lâzım!..
Acımak ben insan ruhularındaki derinliğin ancak onula ölçülebileceğini kaniyim Evet dibi görünmeyen kuyulara atılan taş nasıl çıkardığı sesle onların derinliğini gösterirse başkalarının elemi de bizim yüreklerimize düştüğü zaman çıkardığı sesle Bize kendimizi insanlığımızın derecesini öğretir.
"Benim için sevmek bir başka insanın vücudundan, ruhundan bir parça hükmüne girmek, onunla beraber gülüp ağlamak, ıstıraplarını paylaşmak demekti."
Ahh bee Mürşit Efendi
— Namuslu bir adam oldun da eline ne geçti? Sanki başkaları gibi çalıp çırpaydın, bizim de elimizde beş on paramız olurdu. Böyle sıkıntı çekmezdik. Hiç değilse biraz daha gözünü açamaz miydin? Bak eski defterdara... İstanbul'da bilmem ne müsteşarı oldu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.