Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Tanrı benim sığınağımdır" diye mırıldandı Daren. "Adalia isminin anlamı bu."
"Tanrı benim sığınağımdır," diye mırıldandı Daren. "Adalia isminin anlamı bu."
Reklam
"Tanrı benim sığınağımdır," diye mırıldandı Daren. "Adalia isminin anlamı bu."
Sayfa 444 - MartıKitabı okudu
“Tanrı benim sığınağımdır,” diye mırıldandı Daren. “Adalia isminin anlamı bu.”
Sayfa 444Kitabı okudu
“Titriyorsun,” dedi soru sorar gibi. “Su Krallığı ile ilgili bir şey. Gücün sınırsızlığını temsil ediyormuş. Çok üşüyorum ama şimdi geçecek.” “Nereden biliyorsun?” “Adalia gelene kadar Arın da böyleydi, sonra düzeldi.” “Senin düzelmen için kimin gelmesi gerekiyor?” “Kimsenin gelmemesi!” Kimsenin gelmesi gerekmiyordu, benim nihayet seni bulmam gerekiyordu.
Sayfa 531Kitabı okudu
Rabbim, bilirim ki hayır da şer de Sen'dendir. Hem yine bilirim ki, şer dediklerimiz dahi hakkımızda hayırlı olabilir. Sen'den bana; değiştirmeyeceğim şeyler karşısında sabır ve metanet, değiştirebileceklerim için azim ve cesaret, ikisi arasındaki farkı görebilmem için de ilim ve basiret vermeni dilerim.
Sayfa 30
Reklam
Sonsuz kudret karşısında el bağlayıp boyun bükmeyi kendine zül sayan nefisler, şu toprağın altında nasıl bir izzet bulmuşlardı?
Sayfa 131Kitabı okudu
Yeşil gölün suyuyla mavi deniz suyu bir çizgi gibi ortadan ikiye ayrılır, birbirine karışmaz ama birbirinden de hiç ayrılmaz. Oysa gökyüzü ve okyanus hiçbir zaman birbirine kavuşamaz. Ben gökyüzü varisiydim. “Tanrı benim sığınağımdır,” diye mırıldandı Daren. “Adalia isminin anlamı bu.”
Sayfa 444Kitabı okudu
Artık tek başına boğulmayacaktı.
Hayır düşünceli değil, heyecanlıydı. Heyecanlıydı ve ilk kez yerinde duramıyordu. Bekliyordu, çünkü biliyordu. Uçurumun dibine, büyük ağacın gölgeliğinin altında yere ayak bastık. Adalia elimi bıraktı. Bu bir mıknatısın çekimi gibiydi. Arın kapının önünde bize doğru döndü. Yataktan yeni çıktığı belliydi. Üzerinde düğmeleri açık bir gömlek ve yürüyüş pantolonlarından vardı. Ayakları çıplaktı. Buraya kadar koşmuştu belki de. Onun varlığını hissetmişti ve bir an önce ona varmak istemişti. Ona varmak. Gözleri saniyenin onda biri kadar kısa bir sürede birbirine çarptı. Ne beni ne Daren'i görmedi. Adalia ayaklarına yeni kavuşmuş sakat bir çocuk gibi sarsılarak ona doğru koşmaya başladı. Arın sadece duruyordu. Kımıldamıyordu. Gözlerini ondan ayırmıyordu. Hayaller ve gerçekler... Sığ sular ve boğulanlar... Düşman safları ve dostluk bağları... Artık tek başına boğulmayacaksın. Boğulmayacaktı. Artık tek başına boğulmayacaktı. “Adalia,” diye fısıldadı. Kız bu zamana kadar hiç kimsenin yapmaya cüret edemediği bir şey yaptı ve onun boynuna atıldı. Aynı anda Arın kollarını onun etrafına sardı.
Sayfa 443 - Martı yayınları, İlahi lord ve Adalia'nın kavuşması.Kitabı okudu
Reklam
hayaller ve gerçekler... sığ sular ve boğulanlar... düşman safları ve dostluk bağları... artık tek başına boğulmayacaksın. boğulmayacaktı. artık tek başına boğulmayacaktı. "adalia," diye fısıldadı. ... "tanrı benim sığınağımdır," diye mırıldandı daren. "adalia isminin anlamı bu."
Sayfa 443 - martı yayınları
Adalia'nın saçları yıkanmış ve taranmıştı. Beyaz tutamlar yüzünün iki yanında su dalgaları şeklinde akıyordu. Üzerinde neredeyse beyaza yakın bir buz mavisi renginde satenden bir elbise vardı. Su Krallığı'na özgü kıyafetleri henüz tam anlamıyla görme şansım olmamıştı ama Lala bana bir keresinde su halkının hafif ve ince giyindiğini çünkü sürekli suyun içinde olmak istediklerini söylemişti. Toprak Sarayı gibi üniformalarla ya da Hava Sarayı gibi fırfırlı ve korseli elbiselerle, Ateş Sarayı gibi deriler içinde de dolaşmıyorlardı. Adalia'nın üzerindeki elbise dümdüz bacaklarına kadar iniyordu, tek parçaydı. İçinde ya da üzerinde başka bir șey yoktu. Omuzlarını tutan tek şey elbisenin incecik ip askılarıydı, teninin üzerinde onları seçmek bile zordu. Köşeli çenesi ve iri çekik gözleri onun sert görünmesine neden olsa da cana yakın biri olduğunu düşünüyordum. Kesinlikle ilahi bir güzelliğe sahipti.
Sayfa 485 - Martı YayınlarıKitabı okudu
Zaten kader, her şeyi bilen ama hiçbir şey söylemeyen arkadaş gibi değil miydi?
Sayfa 240
- Sahi, sen Misroha'ya aşık olduğun nasıl anladın Aregta? - Nasıl mı anladım? Kendi kendime şu soruyu sordum: Onu neden bu kadar çok seviyorum? Düşündüm, düşündüm. Onu seviyordum çünkü... dedim, fakat günler geçti cümlenin devamını getiremedim. İşte o zaman anladım ki, sadece onu seviyordum. Sebepsiz, hesapsız... Bana kalırsa aşk "neden seviyorum?" sorusundan sonraki sessizlik halidir Regsua. Başına gelince ne demek istediğimi anlarsın.
Sayfa 165
Tanrı benim sığınağımdır.
Yeşil gölün suyuyla mavi deniz suyu bir çizgi gibi ortadan ikiye ayrılır, birbirine karışmaz ama birbirinden de hiç ayrılmaz. Oysa gökyüzü ve okyanus hiçbir zaman birbirine kavuşamaz. Ben gökyüzü varisiydim. “Tanrı benim sığınağımdır,” diye mırıldandı Daren. “Adalia isminin anlamı bu.”
Sayfa 444 - Martı yayınları, Daren.Kitabı okudu
68 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.